bu "ne yapmalı" başlığını ben açtım, oradaki manifestoda yazıyorum, bundan sonraki süreçte herkes üzerine düşeni yapsın, asgari müştereklerde buluşulsun bu kriz günlerinde, diye; daha sonraki paylaşımlarımda da aynı konuya vurgu yapıyorum, işveren, çalışan ve aile sacayağı ortak hareket etsin diye. dün bakanlığın yazısından sonra kurumlar için tek seçenek kısa çalışma ödeneği gibi görünüyor, son anda bir mucize gerçekleşmezse. ben de bunu paylaştım, paylaşırken de yıllardır vurguladığım çalışanların sigortasının tam gösterilmesi hassasiyetine tekrar vurgu yaptım, istanbul'daki bir öğretmenin durumunu da örnek gösterdim. oysa aynı işveren o öğretmene kayıt dışı 4500 TL + asgari ücretten sigorta = 5500 TL ödeyeceğine, 3800 TL maaş+ sigorta = yaklaşık 5500 TL öder, işveren
bunu net gider olarak gösterir ve her iki taraf da başını yastığa rahat koyardı. devletten kaçırdığınızı öğretmene açıktan maaş olarak verdiniz piyasayı yükselttiniz, doğum izni, banka kredi ve emekli aylıklarında çalışan için işe yarayacak olan kısa çalışma ödeneği bir gün karşımıza çıktı. 3800 TL net maaş ödeyeceğiniz öğretmen bu kriz günlerinde 3 ay aylık 3000 TL işkurdan ücret alacaktı ve çalışan da sıkıntı yaşamayacaktı, işveren de. şimdi nasıl olacak 4500 TL kayıt dışı maaş alan öğretmene işkurun vereceği 1800 TL ücret ile? tabi burada tek suçlu işveren değil, günü kurtaracağım diye banka +elden= eline geçen net maaşa bakan, günü kurtarma derdinde olan öğretmen de suçlu;
nasrettin hoca'nın dediği gibi...