BAŞLIK: Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum.

sn ali galip dursen,
bu forumda böyle nitelikli, mantıklı, tutarlı, hukuksal, felsefi, edebi cümlelere hasretiz.
bu tür yazıların, paylaşımların artması; saçmalardan seçmelerin son bulması umut ve dileğiyle...

Sevgili AliGalip gayet güzel özetlemiş.

Bugün her türlü mevzuata uyup bu işten para kazanıyorum diyen yalan söylüyor, eğitimciye hak ettiğini veriyorum diyen yalan söylüyor, nitelikli hizmet verebiliyorum diyen yalan söylüyor.

O zaman bu işin çözümü ne yüz tanıma, ne avuçiçi tarama, ne de bir tarafına çip takma...

Bu sistemin çarpıklığı orasından burasından törpüleyerek düzelmez. Temel, yapısal bir değişikliğe ihtiyaç var.

Bu yapılmadan bu sektör yüz tanımayla falan adam olmayacağı için ben bu uygulamaya karşıyım. Göreceğiz ki değişen hiç bir şey olmayacak... 2 sene sonra aynı sorunları konuşmaya devam edeceğiz.

Yüz tanıma sisteminin adaleti sağlama ihtimali var mı? Bence var.
Bu sistemden sonra bakalım neler olacak?

Üstümüzde ki bir takım olumsız etiketler biter.

Haksız rekabet ortadan kalkar.

Kaçak elektrik payı olmayacağı için ücretlendirme daha iyi olur umarım.

Sorun şu; bu sistem de kendi kısıtları ile gelecek. Gittikçe daralan bu çember, bu sefer umalım ki herkesi içine alarak, yani bir anlamda adaleti sağlayarak, belki herkesi boğacak.

Diyelim ki boğulmadık, sağ kaldık, bu sefer de işimiz yerine bin değişik kısıtlı dolanmaya uğraşıyor olacağız. Benim önerimse, kural koyma ve denetim işlevinin basitçe serbest piyasa mekanizmalarına, bizim örneğimizde veliye, velinin seçimine bırakmak.

Bırakalım, sahiden bu hizmetten bir yarar umanlar, cebinden çıkarıp ödeyerek hizmeti seçsin, denetlesin. Ne nitelik konusu kalır, ne ücret, ne personel kalifikasyonu, ne seans sayıları, ne personel ücret sefaleti konusu. İşimizi yaparız sadece, rahat ederiz, uzun yaşarız. )

Değil mi tartanc Hocam?

Hocam geçmiş dönemde bu uygulama vardı.
Çok sıkıntılara yol açıyordu. (emekli sandığında)

Serbest piyasayı emin olun yanlış anlayan çok olur. Emin olun ailenin aldığı ücretinin yarısını bana getir diyenler olacak.

Yüz tanımanın sadece adaleti sağlama ihtimali var. Onun dışında elbette nitelik sorunlarına çözüm bulamıyor. Aile eğitimin bir parçası ise nitelik sorunları nispeten azalabilir.

sayın tartanç
"Benim için önemli sorunlardan tekidir adalet. Hatta ilkidir. Öncelikle adalet olacak ki diğerleri sonradan gerçekleşsin. Adalet olmazsa olmaz." demişsiniz.
kesinlikle katılıyorum. ancak bir süredir yok memlekette. ben eğitimciyim ama hukuk profesörleri yok diyor.
"Adaleti, kamera sisteminde sağlanamadığı çok aşikar. Kendi raporlarında dahi kendilerini aslında eleştiriyorlar." demişsiniz kesinlikle katılıyorum. yüz tanımada ne olacak? insan faktörü nasıl ortadan kalkacak. işini bilen işini bitirecek yine. kaldı ki daha önce de belirttiğim gibi 2 sosyal medya görüntüsüne bakar ortadan kalkması. otistik bir çocuğun kafasını zorla yüz tanımaya tutsun kurum bakın ertesi gün ne oluyor. yüz tanıma cihazlarını kim alacak devlet mi ? kurum mu? ortadan kaldırılacağı bu kadar açık olan bir uygulama kimleri zengin edecek?

"Verilen örneklerin hiç birinde devlet doğrudan şirketlere ödeme yapmıyor. " yapan örnekleri yazsam fikriniz değişir mi acaba?
"Bizim derdimiz hiç bir alanda yolsuzluk olmasın olmalı." yolsuzluk yapılsın yapalım gibi bir önerim yok. memlekette bütün olumsuzluklar düzeltildi bir rehabilitasyonlar mı kaldı demek istiyorum.
"Nitelikli eğitim için aileyi hiç hesaba katmamak doğru olmaz. Aileler o kadar da bilinçsiz değil." ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiğini önceki yazılarımda da belirtmiş hatta ödemenin aileye yapılmasını önermiştim. ayrıca ailelerin büyük bir kısmı o kadar bilnçsiz ki.
sayın tartanç düşüncelerimi aktarmaya çalıştım. teşekkür eder saygılar sunarım.

sayın garip;
"arkadaş uzun uzun yazmış ve bazıları da beğenmiş. bu kadar uzun yazmaya ve örneklendirmeye gerek yok kardeşim, maruzatını iki cümleyle özetleyebilirsin":
birincisi sizinle arkadaş değiliz olmamızda mümkün değil. ikincisi size mi sormak gerekiyor kaç cümle ile düşüncelerimiz aktarmamız gerektiğini.
"1- bu ülkede herkes gücü oranında süte su karıştırıyor
2- onlar karıştırıyorsa biz neden karıştırmayalım, yok birbirimizden farkımız."
yazdıklarımdan anladığınız buysa size idrak ile ilgili bir şey demeyeyim.
" bunu ifade etmeye çalışan bir eğitimci ya da eğitim kurumu sahibi." evet eğitimciyim

"diyor ki, ben kurumu açmışım, sınıfları hazırlamışım, öğretmeni istihdam etmişim, maaşları ödüyorum, tüm bunları bakanlıktan her ay alacağım hakediş için yapıyorum, ama öğrenci gelmiyor ben ne yapayım, batayım mı?
arkadaşım, sen yetkililere de bunları söylüyor musun?"

evet söylüyorum, görüştüğüm il ilçedeki yetkililer ve bakanlık müfettişleri dahil hepsinin söylediği bu uygulama saçmalık. özel eğitim öğrencisine böyle bir dayatmada bulunamazsın şeklinde ( eğer büyükşehirdeysen git şube müdürlerine memurlara müfettişlere yani iş yükünü omuzlarında hisseden insanlara sor sende. korkma yahu onlarda insan yetkililer ama insanlar soru sorunca cevap veriyor fikir belirtiyorlar.

"yani yönetmelikte yalnızca gelen öğrenci faturalandırılır, ay sonunda da evraklar ilçeye sunulur o faturalar karşılığında ödenek alınır uygulamasına tabiyken sen kendi kafana göre gelmeyene de fatura keserim diyebiliyor musun?" gelen öğrenci faturalandırılır ama çocuk hasta, benim bugün günüm var, bugün sinemaya gidecez diye ders iptali olursa o kurum nasıl dönecek diyorum.

burada bir soruda ben sorayım sana : sen kurumundaki özel öğrencilere, raporlu ama fazla ders alan öğrencilerine fatura kesip aylık iş planında yerleştirmesini yapıyor musun? cevabı iyi düşün daha sonra cevaplaşmayalım

"sana ne devlet okulundaki uygulamadan, aynı kategori ve statüde misin? git özel lise aç öğrenci gelmiş gelmemiş bakanlık sormuyor çünkü muhatabın veli, ödemeyi yapan veli."
banane mi ? dalga mı geçiyorsun yahu. eğitim bir bütündür. ayrı bakanlıklar mı var. özel okullar meb i devlet okullar meb i. ayrıca özel okullara öğrenci desteği ödemesi yapıyor hemde bizim genel müdürlük. soruyor mu özel okullara anaokullarına bu çocuk bu ay kaç gün geldi diye. komik olma.

"burada başka bir durum sözkonusu! devlet ödeme yaparsa sen de onun kurallarına uymak zorundasın, ki bu kuralları ruhsat alırken zaten biliyorsun, bile bile kurum açıyorsun."

ruhsat alırken bu kurallar yoktu . sen alırken varmıydı?

"sonra da gelsin ali cengiz söylemleri... cık cık cık. tanımadığın biri hakkında bilmeden ezbere konuşma. sen yukarıdaki soruya cevap ver bak ben bilerek neler diyebilirim şaşar kalırsın.

son olarak ta ""sn ali galip dursen,
bu forumda böyle nitelikli, mantıklı, tutarlı, hukuksal, felsefi, edebi cümlelere hasretiz.
bu tür yazıların, paylaşımların artması; saçmalardan seçmelerin son bulması umut ve dileğiyle...""" diye yazmış garip kişi

hem beni eleştirip hemde sayın ali galip in paylaşımına yaptığın yorum da takdire şayan bir daha oku diycem ama idrak işte anladın sen onu.

ben burada sadece düşüncelerimi paylaşıyorum. seviyeli bir şekilde yorum eleştiri yapan herkes başım üstüne diğerlerine kolay gele

Sayın gezenti,

Akıl akıldan üstündür. Tartışalım. Doğruyu bulma adına.

Bu vesileyle düzeltme yapayım yaklaşık 23 yıldır devlet özel eğitime ödeme yapıyor. Kast ettiğim o idi.

Bu duruma işin merkezinde olduğunuz için, en çok sizi etkilediği için objektif bakamadığınızı düşünüyorum. Sektör tamamiyle özelleşmeli mi? Evet bence de özelleşmeli. Hem daha nitelikli eğitim için hem de PARA konularının artık ortadan kalkması için.
Diyelim ki artık ödemeler velilere yapılıyor.
Bahsettiğiniz, ulaşabildiğiniz çocuk sayısı yarı yarıya azalacak. O çocuklar ne olacak? Hadi bir madde ile kurumlara gitmesi zorunlu hale getirildi. Müşteri gibi görülmek isteyen veli sayısı artacak. Hadi o da olmadı diyelim. 100 öğrencili bir kurumda 50 veli ödemeyi geciktirdi. O zaman ne olacak? Veli size 2 ay ödeme yapmadı diyelim. Ne yapacaksınız? Kaydını silsen yine kendine zarar, icraya verseniz ana haber bültenlerinde ilk haber olarak çıkacaksınız. Şimdi derdiniz bir, ama o zaman 50 farklı dertle uğraşacaksınız.
Önerdiğiniz uygulamaların avantaj ve dezavantajlarını göz önünde bulundurun.
Haddime değil ama naçizane fikrim önce daha kapsamlı bir durum değerlendirmesi, sonrasında düşünülmüş, fikir alışverişi yapılmış, tartışılmış doğru bir eylem planıyla hareket etmeniz, daha verimli sonuçlar çıkaracaktır.
Bu arada devamsız öğrencinin cezasını neden ben çekiyorum diyorsunuz. Haklısınız ama, bu yıllardır böyle. 2018 eylüle kadar öğrencileriniz devamsızlık yapmıyordu da, o tarihten sonra mı yapmaya başladı? Ya da sizin aklınıza yeni mi geldi? Ya da...