BAŞLIK: Kamera sistemi

BENCE KİMSE RİSKE GİRMEZ 90 GÜN KAYIT VAR GELEN MÜFETTİŞLER TEK TEK SADECE KAYITI İNCELEYECEK YAKALANIRSA BÜYÜK CEZASI VAR.

Sayın pek çok değerli ve pek çok kıymetli DERNEK YÖNETİCİLERİMİZ... acaba bizim bu sıkıntılarımızdan haberleri var mı?
acaba bakanlık yetkililerine bu sıkıntılarımızı iletiyorlar mı?
acaba okullar açılmadan okul saatlerine bir çare bulabilirler mi?
acaba biz gündüz kapatıp geceleri mi çalışsak?
acaba... acaba.... acaba...
buldum....!!!!!!!!!!
en iyisi bakanlık bizi hiç oyalamasın tüm kurumları kapatsın ... herkes başının çaresine baksın

MZFZ yazan:
Sayın MZFZ,

ÖzerkDer üyesi ve il temsilcisi olarak cevaplamak istedim. Umarım sorularınıza karşılık bulabilirsiniz.

Dernek yöneticileri işleri dernek yönetmek değil, hepimiz gibi işleri, kurumları olan kişiler. Bir yandan hepimizin çektiği dertleri çekiyorlar, diğer yandan dernek vasıtasıyla bu dertlerin hepimiz için dermanını arıyorlar. Hiç kimsenin bu işlerden başkaca bir kazancı yok. Öyle olduğu için de dernek yöneticileri lokantadaki garson, berberdeki çırak vb. ile karıştırılmaması gereken sıradan kişiler, iş arkadaşlarımız, dostlarımız, sektörümüzün çilekeşleri.

ÖzerkDer yönetimi için konuşabilirim sadece ama diğer dernek yetkililerinin de farklı olduğunu sanmıyorum, ortaya çıkan her sorun hakkında yetkili mercilere her yolla erişmeye çalışılıyor, sorunun niteliği, cesameti, olası çözüm önerileri iletiliyor, bu erişim yollarından önemli bir tanesi de yüzyüze görüşmeler, mümkün olduğunca ziyaretler organize edilerek sorunlar hakkında görüşülüyor.

Hepimizin anlaması gereken nokta basitçe şu; katıl, değiştir. Memnun olmadığına razı da olma, çık, itiraz et. Mümkünse benzer dertlere sahip olanlarla birlikte, toplu olarak itiraz et, bir yol bul, yol yoksa bir yol aç! Şikayet etme, cesaret et!

Umarım faydalı olabilmişimdir. Kolaylıklar dileğiyle,

kurum sahibi olmadığım için ticari kurumların sahiplerinin oluşturduğu dernek sayısı ve işlevleri hakkında bilgi sahibi değilim. bazen burada birisi derneklere sallıyor, başka biri de savunmaya geçiyor; tüm bildiğim bununla sınırlı.
genel bir şey söylemek istiyorum. ticari kuruluşların oluşturduğu örgütler sivil toplum örgütü değildir, ticari kurumun kuruluş amacı kar olduğu için onların oluşumları da karı arttırmak ve korumak, işçilerin oluşturduğu dernek, sendika vb örgütlenmelere karşı da birlik olmak üzerine kurulmuştur.
özel özel eğitim gibi en hassas konu ve sektörde bakanlık ya da başka birimlere hak (!) arayışı için başvuran bu derneklere yetkililerin bakış açısı da benim yazdığım gibidir. bu nedenle derneklerden fazla bir şey beklemek yanlış olur. bazen bir engelli ailesinin medyada, kamuoyunda yaratacağı etki yüzlerce, binlerce patronun kulisinden daha etkilidir.
bu ahval ve şerait içinde derneklerin yapacağı şey damar okuma, bkds gibi uygulamalara karşı çıkıp, secaatini arz ederken sirkatini söylemek değil, meb'le kurumları asgari müştereklerde birleştirmektir. bunlar ne olabilir:
1- zaten ücretsiz olan özel özel eğitimdeki yüzde 3 ücretsiz uygulamasının kaldırılması,
2- mebbisteki okula devam ediyor görünen ama zorunlu eğitimden yararlanamayan bireylerin mağduriyetlerinin giderilmesi,
3- normal gelişim gösteren bireylere zorunlu olan haftada 5 gün örgün eğitimin karşılığı olarak engelli bireylerin de eğitim olanaklarının arttırılması, haftada 2 seans komedisine son verilmesi, bu konuda önemli gün ve haftalarda verilen sözlerin tutulması ( bu madde her ne kadar engelli ailelerini ilgilendirse de dernekler de bu konuda çalışma yapabilir.)

İl/İlçe mem lerde kurulacak komisyonlar yakın zamanda kurumları ziyaret edecek,Kamera sistemlerinin durumu, kayıt altına alınıp alınmadığı ve elektrik kesintilerine karşı ne gibi önlemler alındığına dair saptamalar yapılacak.İşin ilginç tarafına gelirsek ödenekler yine eski usül ve zamanında kurumlara fatura ve imzalar karşılığında ödenecek.Fakat "hem verilerin digital ortamda çok yer kaplaması hemde kurumların ödeme işlerinin aksamaması için kamara kayıtları ödeneklerden sonra bizzat kurumlara gidilerek incelenecek"

Bundan şunu anladım Bakanlık kendi çalışanlarına kurumlarda kamp kurdurup kamera inceletecek kaldı ki bu çalışanları çok iyi biliyoruz bir personel atamasını bile 1 haftada yapan memurlar

garip yazan:
Sizinle aynı görüşte değilim. Sivil toplum kuruluşu, toplumun değişik sosyal sınıf, inanç, etnik kimlik, yerel aidiyet, hobi (spor, klup, müzik, müzisyen, sinema, fotoğraf vb.) ortaklıkları olan bireylerce bir araya gelinen ortak özelliğe ilişkin amaçları birlikte gerçekleştirmek amacıyla kurulur. Bir tarih araştırmaları vakfı da, bir sendika da, spor klupleri de, inanç grupları da (tarikat vb.), kanarya sevenler derneği de, özel eğitim kurumları kurucularının dernekleri de, engelli birey ve ailelerinin dernekleri de sivil toplum kuruluşlarıdır.

Ticari kurumların STK'lar oluşturamayacağı, çünkü bunların ekonomik (parasal) amaçları olduğu iddiası, bizi meslek odalarını, sendikaları, oda ve borsaları, baroları STK olmaktan düşürür. Oysa pekala ekonomik,siyasal amaçlar etrafında da sivil toplum bir araya gelebilir, örgütlenebilir.

Sivil topluma, onun örgütlerine karşı ülkemizde var olan ve giderek arttırılan ön yargı ve karalamalar sadece güçsüz bireylerin kamusal avcılarca kolayca avlanmasının yolunu açmaktadır. Bu ön yargıları beslemekten kaçınmak her "yurttaş" için kendi özgürlüklerini savunmanın bir parçasıdır.

Kolaylıklar dileğiyle,

ülkemizde sivil toplum örgütü tanımı yanlış kullanılmaktadır. tobb de stk olarak adlandırılır, ticaret odaları da, kızılay da, yeşilay da, kanarya seven kumarbazlar derneği de ve benzeri kuruluşlar da...
sivil toplum örgütünün tam karşılığı "kar amacı gütmeyen kuruluştur". kar amacı güdenle, gütmeyen aynı kategoride olamaz. yani özel eğitim merkezi işletmek kar amacı gütmek de onların patronlarının oluşturduğu dernek, stk olamaz, ya da maden işçileri sendikası stö ise maden işverenleri sendikası stö olamaz.
her alanda olduğu gibi bu konuda da oluşan kavram kargaşasısın bir an önce sona ermesi dileğiyle...

sektörümüzdeki derneklerle ilgili olarak;
-ortada sektörü kurtaracak bir başarı var mı?
- yok!
-derneklere katılırsanız başarı olur mu?
-bilemem
-katılmazsanız başarı olur mu?
-kesinlikle hayır

karar sizin.

konu sapmadan dernekler ve herkes şunu düşünüyor; acaba kamera sistemiyle daha iyi nasıl olabilir. okullu öğrencileri nasıl yapacağız. yok ders saatleri başında olmasın gibi gibi.

haşa huzurdan gelen kazığın ucunu köreltmek yerine kendimizi güvenceye almalıyız arkadaşlar. 100 öğrencinin ödeneği ile masrafını ödeyen kurumlarımız bu sistemden sonra 130 öğrenciyle masrafı karşılamak zorunda kalacaklardır. mazot arttı ve servisler de arttı şimdi. eğitim personeli yeri geliyor maalesef boş oturuyor. 9 adet egitimci varsa en az 2 tanesi boşta kalıyor.her saat böyle.

asıl bu forum ay sonunda patlayacak.
bize önce zam lazım arkadaşlar. hem de çok sağlam.
devlet verdiği parayı azaltmak derdinde ise hepimize geçmiş olsun, yok haksız kazancın önüne geçmek niyetindeyse sağlam bir zamdan başka bişey yapmamalıdır.

illa ki kamera ile bir köreltme lazımsa bu öncelikle ders saatlerinin en kötü ihtimal 4+4 olmasıdır.