Yazıyorum, siliyorum, bir daha yazıyorum, bir daha siliyorum... Yazmayım diyorum, yine yazıyorum.
Zam kaç olur bu yıl hiç tahmin edemiyorum. Piyasaya can suyu olsun diye sürpriz de yapabilirler, bütçede para yok diye iyice kısabilirler. Her ikisi de şaşırtmayacak beni...
Ancak benim asıl şaşırdığım 60-70 çocuklu kurumların nasıl hala ayakta kaldığı, nasıl bu kadar verimsiz bir tarlada hala yeni kurumların açıldığı...
Bu işin bir maliyeti var. Kira, personel ücretleri, vergiler, sgk, akaryakıt vs. vs..Bunları altalta toplayınca ortaya çıkan bir rakam var. Bunu saat sayısına bölünce de elde ettiğimiz bir maliyet rakamı var.
Ben bakıyorum maliyet devletin ödediğini aşıyor. Evet, büyükşehirlerde özellikle kira gibi yüksek bazı kalemler var. Ama taşradakiler de kilometrelerce uzaktan çocuk taşıdıklarından şikayet ediyor.
Bu sektörde birileri çok fena yalan söylüyor. Öyle kredilerle falan dönmez ki bu iş. Hele şu dönemde yıllık kredi maliyetleri %30'ları geçmişken 3-5 ay kurtarmak için alınacak kredi insanı iyice batağa sürükler.
Yani bu iş nereye varacak bilmiyorum. MEB'in şimdiye kadar ki politikaları doğru düzgün iş yapmayı engelledi, nerede kalitesiz, uydur kaydır iş yapanlar varsa önünü açtı. Rekabet diye bir şey kalmadı. Rekabet edebilecek kaynaklarımız yok. Ona da 3 lira veriyor, sana da 3 lira veriyor. Senin yapmaya çalıştığın işin maliyeti 5 lira ama kimsenin umurunda değil.
MEB 100 çocuğa 6 eğitimci 1 sekreter çalıştıran kurumla, 15 eğitimci çalıştıran kurumu eşdeğer tutuyor. Sen çocuğa fazladan spor, sanat, müzik vs. aktiviteleri yaptırmışsın, aile eğitimi vermişsin, danışmanlık vermişsin, gidip okullarında öğretmenlerine kaynaştırmayı öğretmişsin umurunda değil.
Varsa yoksa çocuk kurumun kapısından girip 1 saat içeride kalmış mı? Koy her odaya bir TV, aç önlerine bir çizgi film 1 saat seyretsinler.
Yav yemin ediyorum ben paradan, puldan vazgeçtim. Ödeme falan yapmasın MEB! Toptan kessin. Yeter ki doğru düzgün iş yapabilmek için önümüzü açsın. Ödemelerin olmadığı dönemde bundan 100 kat daha rahattık.