BAŞLIK: Sosyal Medya

gezenti yazan:
Bugünde ben boşalayım rahatlayayım demiş arkadaş.
150 öğrencili kurumun kazancı 21.000 tldir.

Sayin gezenti aslında sizin gibi herkes sıkıldı bu kim ne kazanıyor, yetiyor yetmiyor muhabbetinden.
Eğitim konuşalım. Resmi kurumları niteliksel olarak bizim merkezlere nasil yaklastirabiliriz mesela?

Konuşmayayim diyorum ama dayanamiyorum ortaya konusucam. Kazanç, anında, hiçbir mani olmadan yatirima donüştürülebilen paradiŕ. Kazanç ayın sonunda değil yılın sonunda (yeni zam oranı belli olduğunda) vadeli hesapta uyuyan harcanacak yeri olmayan yada 12 kere ev, bina, arsa taksidi odemiş paradır. Onun dişindakiler kazanç degildir.

Ne kadar kazansın...

3-5 yeter sanırım. Şaka bir yana da bu konu da eleştiriye çok açık bence. Öğrenci sayısı üzerinden hesap yapmanın yanlışlığını sn Barış söylemişti. Hiç o açıdan bakmamıştım ama sonuna kadar haklı. 100 koyunu olan ne kadar kazanır, 300 koyunu olan ne kadar kazanırdan farkı yok. Gerçekten çok çirkin bir söylem ve bu koşulu ortaya çıkaran sistem de çok çirkin bir sistem. Yapılan yatırımın, işin elbette maddi bir karşılığı olmalı. Ama 100 öğrenciye sistematik bir şekilde eğitim verebileceği düzeni oturtabilmiş bir kurucunun, 300 öğrenciye kaos ortamında, hazırbulunuşluğa bakmadan, şoförlerin yol üstündeki herkesi aldığı, sabit bir öğretmeni, dersi, günü, saati olmayan bir merkezin kurucusuna kıyasla daha çok kazanmasını isterim, beklerim. Keşke her kurum için öğrenci sayısı olarak max 200 kota koyulsa da kazançtan çok nitelikten konuşsak. 600 öğrencisi olup, kameradan geçtikten sonra yangın merdiveninden öğrenci yollama zahmetine girmese kimse.

fahrettin75 yazan:

anlamamışsın idrak yolları sorunlu. kazancı sormadım ne kadar kazanmalı sana göre. benzetmen için bir şey demeyeceğim seni sana bırakıyorum

gezenti yazan:
Duyum'da mı çalıştınız?

O bahsettiğiniz zamanlar sektörün en iyi denebilecek dönemleriydi...

Obey yazan:
Kurumlar para kazanmalıdır. Hem de çok kazanmalıdır.

Genel algı kurum=patron olmakla birlikte bir kurum esasen tüzel bir kişiliktir ve kurumsal kimlik kazanması, niteliğini yükseltmesi, sağlam temellere oturması için para kazanması gerekir.

Bakın şimdi bankalar her yıl milyarlarca lira kar ilan ediyorlar. Banka bunu gururla mı dile getiriyor, yoksa "vay bizim sırtımızdan, kredi masraflarından, eft'den, kredi kartından milleti soymuşlar" diye mi bakıyoruz? Evet, işin aslı bizi soyuyorlar. Ama siz paranızı yatırırken 10 milyar kar eden bankayı mı tercih edersiniz, 10 milyar zarar edeni mi?

Bugün cirosundan ayda 10-15 bin TL kar çıkartabilen bir kurum aslında zarardadır. Çünkü bunun kıdem tazminatı var, ihtiyat akçesi var, yatırım maliyetleri var, en önemlisi yol kazaları var. Bugün hiç bir kurum 1 ay ödeme almasa ayakta duramıyor, maaş ödeyemiyor. Çünkü bunu sağlayacak özkaynağı yok.

Şimdi coronavirüs gibi bir tehditle karşı karşıyayız. Kurumlar 2-3 ay kapalı kalırsa nasıl ayakta kalacaklar? Hadi kurumlar batsa eğitimciler nereden maaş alacaklar?

Yani bir kurum işletmek, ev geçindirmeye pek benzemez. Risk unsurları çok daha yüksektir. Bu risklerle doğru orantılı kazancı olmalıdır. Eve maaş az girerse veya hiç girmezse çok sıkıntı çeker, büyük zorluklara düşersiniz ama ölmezsiniz. Ekonomik sıkıntıya düşen bir işletme ise ölür. Köyden gelen bulgurla, erişteyle idare edeyim diyemez. Kurumun ölmesi demek her zaman patronun ölmesi değildir. Patron kendini kurtarabilir ama her koşulda olan çalışanlara olur.

amacım öğrenci sayısı üzerinden falan değil konu bir kurum ne kadar kazanırsa yeterli olur. 100000 bin cirosu olan kurumun eline kalan ne olur değil ne olmalı diyelim. maaşlar kira vergiler sgk diğer giderler çıktıktan sonra ne kalmalı. eğitimci diyecek ki kazanmıyorsa niye yapıyor kurum sahibi diyecek ki yatırım tutarıma göre kazanamıyorum falan filan bitmez yani bu tartışma. sadece eğitimciler bir fikir beyan ederse bu kadar yatırım yapmış bir kurum şu kadar kazansa yeter diye benim için yeterliydi. devlet okullarında da eğitimciler hakları için sendikalar etrafında örgütleniyor (hoş bizdekiler siyasi duruşlarına göre örgütleniyor ama neyse o başka bir konu) rehabilitasyondaki öğretmenlerin hakları için ses çıkarmaları talepte bulunmaları gayet normal. ancak olayı sadece kurum sahipleri üzerinden tartışmak saçma. ülkenin ekonomik gerçeklerini göz ardı ederek bir yere varılmaz. 1000 tl bile maaş alsa da herkes kira 100 tl olsa kimsenin sesi çıkmaz. mı acaba yoksa bizim ülkemize has hesaplar mı devreye girer. bilindiği üzere ülke insanımız herhangi bir ortama girdiğimizde hemen hesap yaparız. çay 6 tl günde bin çay satsa, yanında tost simit , diğer içecekler vayyy cafe işi güzel para . çoğumuzda yapmışızdır bu hesapları. yeni bir dönerci açılmış 100 gr döner porsiyon 25 lira kiloya vursan 250 eti al 60 a sat 250 iyi iş. ordan biri çıkar hemen hacı ne diyon ya bunlar eti 60 a almaz toptan 30-40 a geliyordur 40 a al 250 ye sat. abi ayran 5 lira bimde b,le 1 lira kim bilir kaça alıyorlar falan filan..... yapmadınız mı hiç .duymadınız mı yada

neyse esas konuşulması gereken tabi ki eğitim.100-200-400- 600 öğrenci servis toplasın gelsin geçir kameradan yüz tanımadan doldur gruba veya yangın merdiveninden çıkar gitsin. var mıdır? yoksa bile olacaktır. bakın programlar 2008 de yayınlandı. 12 yıldır çoğu tanı kriteri değişti. programlar aynı. bakanlığın taslak öög programına baktım olması gerekenler programa konmuş. dernek kurum veya eğitimcilerin katkısı oldu mu? bunu takip edecek kim var kimse yok. ailenin mutlaka bilgilenmesi lazım. bunun için herhangi bir talep var mı ? müfettişler kağıt üstünde dosyanız olsun eğitim veriyoruz diye dosyalayın diyor o kadar. resmi okullar ile iletişim kurulması gerektiği hatta yarım gün izin kararında açıkça belirtilen bep paylaşımı okullarla yapılıyor mu ?okul öğretmenleri, çocukların doktorları ile iletişimimiz ne alemde kimsenin umurunda değil. bunları konuşalım bunlara dönük önerilerimiz olsun bakanlığa. sadece ücret zammı, sen bunu kazandın bana vermedin, o bunu kazanıyor falan filan bunlar genel memleket meseleleri. yıllar önce Hatay a yolum düştü bir vesileyle Hatay lı bir kurum sahibi ile sohbet ediyoruz.:
istanbul: kaç öğrenciniz var
Hatay:145
İ: Bizimde 135
İ:kira ne kadar
H: 5000
İ: bizimde kira belimizi büküyor gerçekten. kira olunca ay sonu da erken geliyor
H: bizim yıllık
İ: yıllık 5000 mi
H: Evet
İ:
H: Serviste büyük sıkıntı abi her ay 500 km yol yapıyoruz
İ: biz günde yapıyoruz 500 km
H:

BİTMEZ YANİ BAKTIĞIN YERE DURDUĞUN KONUMA GÖRE DEĞİŞİYOR SADECE