BAŞLIK: Sosyal Medya

Evet Duyum da çalıştım o dönem

Çok güzel bir noktadan örnek vermişsiniz. Şartlar hiç adil değil. İstanbul'da yaşam çok daha pahalı. İşin saçmalığı da burada başlıyor.

Kesilen fatura tutarı aynı, koşullar küçük şehirlerde daha az kısıtlayıcı.

Ama ne hikmetse İstanbul'da özel eğitimci başlangıç taban maaşı 3,5 iken Ankara'da 2,8. Geçen yıl Burdur'da, Isparta'da, Kütahya'da, Denizli'de, Adana'da, Antalya'da 2,3 teklif edenler vardı. Sebepleri de '' Hocam inanın bize bir şey kalmıyor. Bizim verdiğimiz ücret piyasanın çok üstünde, burayı zor döndürüyoruz'' deniyor.

Hepsini geçtim 2018 Mayıs ayında Anadolu Üniversitesi özel eğitim kariyer günlerine gitmiştim. Gördüklerime, duyduklarıma inanamadım. Öyle ücretlerden bahsediyorlardı ki... Daha mezun olmasına 2 ay olan o cevherlerin görüşmelerden sonra bütün hevesi kırılıyordu. Ne hayallerle, ne idealist düşüncelerle geldikleri standlardan hayal kırıklığıyla ayrılıyorlardı. İlçe kurumu 200 öğrencisi olduğundan bahsediyor. Sonrasında teklif ettiği ücret o günün asgari ücretinin 200 lira fazlası... Neyse ki artık yapılmıyor.

Konuyu çok dolandırdım. Demem o ki, bahsedilen özlük hakkı, taban maaş uygulaması, bu ve bunun gibi durumlar için isteniyor. Siz İstanbul gibi bir yerde 3,5 ücret vererek öğretmenlerle anlaşıp işi sürdürebiliyorsanız, daha kırsal, küçük yerlerde bu maaşların en az 4-5 olması gerekir. İstenen adil sistem, sizlere zarardan çok yarar sağlar.

Obey yazan:
Şartlar hiç bir yerde adil değil... Mesela Ankara'da merkezi yerlerde kira ücretleri İstanbul'dan yüksektir. Ama dediğiniz gibi üniversitelerin çok mezun vermesi nedeniyle başlangıç ücretleri düşüktür. Taşrada kira çok düşüktür ama ulaşım maliyetleri ve eğitimci maliyetleri yüksektir.

Aslında bu iş en iyi SHÇEK döneminde yapılıyordu. Her yıl valiliklerde il ücret tespit komisyonu kuruluyor ve taban-tavan ücretleri belirliyordu. Devlet ne öderse ödesin her il kendi ücret aralığında hareket ediyordu.

Şimdi herkese tek ücret... ne adil, ne hakkaniyetli. Ücretlerin sabit olması zaten ayrı bir saçmalık. Her şeyden önce kurumları geçelim her çocuk aynı değil, eğitim gereksinimi aynı değil.

Bu şartlarda hiç bir kurum eğitim çeşitliliğine gitmez, yeni yatırımlar yapmaz, arge yapmaz. YApmasına gerek olmadığı gibi yapan enayi durumuna düşüyor. Bugün Orrf eğitimi vereceğim deyip ücret almaya kalksanız MEB soruşturma açıyor. Halk oyunu öğreteceğim deseniz olmaz diyor. Müzik dersi vereceğim deseniz yapamazsın, cezayı basarım diyor.

Yalan yanlış 4 programın peşine takılmış gidiyoruz. Çocukla 1 yıl ben çalışıyorum ama programını 15 dakika çocuğu gören RAM hazırlıyor.

Yani neresinden tutsan elinde kalan bir düzen var. Neresini düzelteceksin. Öğretmenleri kadroya alsınlar da onlar kurtulsun bari.

barisltd yazan:

Evet sayın barışltd;
büyük şehirlerde asprin gibi 6 seansa ödenen ücreti alabilmek için biz taşrada ayda 25-27 seans ders veriyorduk, meslek elamanı azlığından taşrada çalışmak isteyecek özel eğitimciye de büyük şehirlerdeki kurumlardan fazla maaş ödemek zorunda kalıyorduk. Çok adil bir sistemdi tabi büyük şehirlerdeki kurmlar için...

Sayın İsmail 78, 25-27 saat ders verildiğinden ders sayisı 8 e çıktı. (Karşılıksız)

ismail78 yazan:
O sistemin hatası değil, sizin hatanız...

İl ücret tespit komisyonuna Vali Yardımcısı, SHÇEK'ten temsilciler, kurum temsilcileri ve hatırlayamadığım bir kaç bürokrat daha katılır ve maliyetlerle ilgili tartışılır, ona göre TABAN ücret belirlenir, taban ücret kriter alınarak da tavan ücret belirlenirdi.

Sizin ilinizde bu mekanizma düzgün çalışmadıysa sizin de sorumluluğunuz var. Maliyetlerinizi doğru anlatamamışsınız demektir. Biz her seferinde komisyona yıllık maliyet raporu sunduk ve bir kez bile bu rakamlarınız yanlış diyen olmadı.

İstanbul da da bir dönem 28 bireyseldi. Grubu hatırlamıyorum.
Bu kadar seansı veren var mıydı?

tartanc yazan:
Aslında hatırladığım kadarıyla 28 de değil, 40 seansdı.

1. özür için 20 seans, ikicisi için %50si, 3. özür ve sonrası için %25 şeklinde gidiyordu.

Sonra gidip maliyeye bunun çok anlamsız bir sistem olduğunu anlattık. Seansı bütçe talimatından kaldırıp sadece ödenecek maksimum rakamı koydular. O zamandan beri şimdiki gibi gidiyor. SSK döneminde çok fazla abuk subuk şeyler yaşandı. SSK müfettişerinin kurum denetimleri yaptığı dönemler bile oldu.