BAŞLIK: kıdem tazminatı

bence sayın tartanc konunun özetini çıkarmış sonuç net

4857 sayılı iş kanunu
Madde 11 - İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz
süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya
çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş
sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme)
yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.
Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.

YARGITAY İÇTİHAT KURULU kararları kanun yerine geçer ama buda kanunu kendisi. 4857 sayılı iş kanunu 11. madde zincirleme sözleşme yapamazsın diyor. bu sözleşmenin ruhuna aykırı diyor. esaslı bir neden olması lazım diyor. işin belirlenen zamanda bitmemesi vb gibi..

şimdi siz işinize gelen kısmına bakıyorsun 4857 sayılı kanunun 11. maddesi ile yargıtay kararı çelişmektedir. siz yargıtay kararını esas alıp İŞ KANUNU YOK SAYIYORSUN. ben de sizin kopardığınız gürültüyü iş kanununa bakarak kopartabilirim. var var var şeklinde değil mi......

Şimdi siz şunu da dersiniz biz 4857 ye tabi değiliz bakalım orada durum nasılmış.

4857 sayılı İş Kanunu’nun kapsamı; kanunun 1 inci maddesinde “Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır” ifadesiyle belirtilmiştir.

Madde metninde “…faaliyet konularına bakılmaksızın…” denilerek, sürdürülen işin sanayi, ticaret, madencilik, gösteri sanatları, sağlık, eğitim vb. gibi niteliği yönünden bir ayrım gözetilmemiştir. Gönderme yapılan ve “İstisnalar” başlığını taşıyan 4 üncü madde metninde de; “Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz” hükmü ile uygulama alanın sınırları çizilmiştir.

4.madde
Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz;
a) Deniz ve hava taşıma işlerinde,
b) 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya
işletmelerinde,
c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri,
d) Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında
dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,
e) Ev hizmetlerinde,
f) (…) (1) çıraklar hakkında, (1)
g) Sporcular hakkında,
h) Rehabilite edilenler hakkında,
ı) 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı iş yerlerinde...

yani tartanç bey 4857 SAYILI İŞ KANUNA TABİYİZ. YARGITAY KARARINA DA TABİYİZ. KANUN İLE YARGITAY KARARI ÇELİŞMEKTEDİR.

mahkeme konusu olduğunda yargıtay kararları ve kanuna birlikte bakılacaktır.. ve her zaman ki gibi çalışan lehine karar çıkacaktır.

VELEV Kİ
KIDEM HAKKI YOK ÇALIŞANLARINIZ.
SİZE YILLARINI VERMİŞ BİR ÇALIŞANINIZA nasıl olupta YOLUMUZ BU KADAR DEĞİP SIRTINIZI DÖNECEKSİNİZ.....
VEFA VİCDAN MERHAMET SEVGİ HERKESE LAZIM değil mi
UNUTMAYIN ÖNCE İNSAN BİZİM SLOGANIMIZ. İNSANLA İŞİMİZ...
VE UNUTMAYIN KIDEM BİR İNSANIN (BAKIN ÇALIŞAN DEMİYORUM İNSAN DİYORUM) EN ÖNEMLİ GÜVENCESİDİR

YOK YOK YOK DİYEBİLİRSİNİZ BENCE BU KADAR AGRESİF OLMAYINIZ.... KANUNDA VAR VAR VAR DİYOR. ZİNCİRLEME YPAMAZSINDİYOR DEĞİL Mİ SAKİN KALMAKTA FAYDA VAR.

SEVGİLER SAYGILAR

Yargıtay kararı bir şey ile çelişmiyor.

Konu süreli sözleşmeler.10 kere de yenilense süreli sözleşmedir deniliyor. Ne yapacağın,ne kadar süre çalışacağın ve ne kadar ücret alacağın belli diyor.

Süreli sözleşme olayını iş yasası ile bağı belli ölçülerde kopmuştur.

Yargıtay genel kurulunun kararı ortadadır. Resmi gazetede yayınlanmıştır.Hiç bir yerel mahkeme başka türlü karar alamaz.

Siz hala ''çelişmektedir'' falan filan demeye devam ediniz.

Siyaset yapmıyorum ama bu ; Bülent Tezcan ın ''bizde ki bilgilere göre seçim 2.tura kaldı'' demesi gibi bir şey...

Olayı nasıl vidan,merhamet konularına getirdiniz? Bu nasıl anlayıştır?

Geçenlerde bir öğretmen arkadaşımız yaptığımız zammı beğenmeyip iş aradı.Bizim kadar maaş veren başka kurum bulamadı.

Kimsenin emeğini sömürmüyoruz. Çok iyi çalışma koşulları sunup,iyi maaş veriyoruz.

Başımız dik,alnımız açık...

Söz var insanı vezir eder...

Sayın Tartanç bir iş yerinde en az 6 ay çalışan kişi kıdem tazminatına hak kazanır. Sözleşmenin süreli ya da süresiz olmasının önemi yoktur. Yargıtay özel öğretim kurumlarında çalışanların sözleşmelerinin süreli olduğuna karar vermiş. Eyvallah. Süreli sözleşmelerde KIDEM tazminatı ödenmesine dair pek çok Yargıtay kararı vardır. Küçük bir araştırmayla bu bilgilere ulaşılabilir. Ancak ilgili yazıda benim gözümden kaçan "süreli sözleşmeli çalışanlara kıdem tazminatı ödenmez" kararı da varsa benim ve benzeri kişilerin söyledikleri geçersizdir.

Özetle Yargıtay sözleşmeler tekrarlansa dahi süreli sözleşmelerdir kararını vermiştir.
Süreli sözleşmelere bundan sonra tazminat ödenmez kararını da vermiş midir?

Yargıtay kararında oy birliği yoktur. karara şerh düşen hakimin yazısında da belirttiği gibi yargıtay kararı çok talihsiz bir karardır. çoğunluk görüşü 5580 yasılı kanunun 4857 sayılı kanunun önünde olduğunu belirtmiştir. ÖEM ÇALIŞANLARI BAZI YÖNLERDEN 5580(DİSİPLİN VB) BAZI YÖNLERDEN 4857 YE BAĞLI OLDUĞU HALDE.. ÖZLÜK HAKLARI 4857 YE GİRER. AYRICA 5580 sayılı kanunda sözleşmelerin belirli olduğuna dair hüküm yoktur. 5580 sayılı kanunda yer verilmemiş olan konularda 4857 sayılı kanun geçerlidir. yargıtay bu hükmü görmezden gelip 5580 sayılı kanunda en az 1 yıl süreli sözünden sözleşmenin belirli olduğuna hükmetmiştir. aslında eğitim öğretimden faydalananları korumak sözleşmeleri belirli süreli yapmakla değil belirsiz süreli yapmakla olur. karşı görüş yazan hakimin dediği gibi büyük bir fırsat kaçmıştır. özel eğitim kurumları çalışanları güvencesiz bırakılmıştır. BU DURUM BIRAKIN İŞ KANUNU İNSANLIK kanununa AYKIRIDIR. İnşallah bir kanunla düzeltilecektir. son söz şudur ;
20 yıl çalışmış bir insana ki bu insanlar kalifiye çalışanlardır. 20 yıl sonunda artık bu kadar denilmesi bilinen tüm yasalara aykırıdır. tahminim odur ki buna yasa koyucular izin vermeyecektir.

SAYIN TARTANÇ

evet haklısınız...
Söz var insanı vezir eder söz var rezil kepaze eder....

Çalışanların 3 küruş kıdem tazminatına göz dikilecek. Ve bu hukuk açısından faciia olan bir kararın arkasına sığınarak yapılacak. (bu tüm hukukçuların görüşüdür sadece benim değil. yargıtay kararına da şerh düşen üye hakim vardır) hukuk böyle ne yapalım denecek... yasalara karşı boynumuz ince .....

yine çalışanların sgk ücretleri eksik yatırılacak düşük emekli ve kıdem tazminatı almasına neden olunacak.. Şuç olmasına rağmen burada hukuk dolanılacak yasalar çiğnenecek. Evrensel hukuku değil iş verenler hukuku işletilecek...

yine tam fatura kesmek için elinden gelen yapılacak burada da hukukun esamesi okunmayacak.

kıdem tazminatına gelince ooo hukuk böyle emrediyor diyeceksin.....

buna ne denir biliyor musunuz hadi ordan..........

kimi vezir kimi rezil kimin hissesine ne düşerse....

haaa bu arada sözüm size değil yanlış anlaşılmasın. malum zihniyetle benim işim kişilerle işim yok...

sevgiler saygılar...

Yargıtay kararını bir okuyun sayın bayrak. Okuyun .Sonra yazdıklarınızı bir daha değerlendirin.

Sayın altınkesen, yargıtay kararına bir üye muhalif olmuştur.Karar oy çokluğu ile alınmıştır. Yani...

Oy çokluğu olunca olmuyor mu?

O yazdıklarınızı üstüme alınmadım zaten.

Siz kıdem ve ihbar tazminatı vermek istiyorsanız verin. Veya çalışan iseniz sözleşmeye o tür madde koydurun Bunda sorun yok ki..

Konumuz kıdem ve ihbar tazminatı. Çok canı yanan işveren var.Değişik açılardan çalışan da vardır mutlaka.

Dediğim gibi başımız dik.

''Gece çalmadık ki gündüzden korkumuz olsun.''

''Kişi kendi gibi bilirmiş karşısındakini'(Kimseye özel yazılmamıştır)

Gerçekten de konu B.TEZCAN ın açıklamalarına döndü.''Bizde ki verilere göre seçim 2.tura kaldı'' yapmayınız böyle.

Ortada Resmi Gazete de yayınlanan Yargıtay Genel Kurulu kararı var.

Hadi oradan dediğiniz konularla ilgili de başlık açın sektör tartışsın nedir ne değildir? Bir de yazılanların kanıtlanması gerekir diye düşünüyorum.

Daha önce yazmıştım, yine bir iki satırla düşündüklerimi aktarayım;

Yargıtay kararı ile MEB sözleşmeleri iş yasası kapsamı dışına taşınmıştır. Genel olması gereken bir kanun hükmü için bir istisna yaratılmıştır. Bu durum yasaldır ancak hukuki değildir.

Kamuyu (MEB çok sayıda sözleşmeli personel istihdam etmektedir) koruma güdüsü hukuku savunma ilkesini ezmiştir.

Bu kararla hedeflenen işverenler özel eğitim, öğretim kurumları değildir, doğrudan kamudur, devletin kendisidir.

Taşeron işçilerin kadroya alınması sürecinde olana benzer bir şekilde çalışanların iş kanunundan ve İLO sözleşmelerinden kaynaklanan hakları gasp edilmiştir. Hatırlarsanız taşeron şirketlere haklarını bırakmayan işçilere kadro verilmemişti.

Hukukun hükümleri umumidir, hukuk uzamında istisnalar yaratırsanız kuralsız, kurallara riayet edilmeyen, gayri medeni bir cemiyet hasıl edersiniz. Bu nedenle her türden af, yapılandırma, alacaktan vazgeçme vb. uygulamalar, istisnalara tanınan imtiyazlar vb. gelecek nesillerin tesanüd içinde bir cemiyet kurmasına mani olur. 5 kuruşluk kar edeyim mantığı cemiyetleri felakete sürükler.

Kıdem tazminatı ülkemizde işveren üzerinde taşınması zor, adil olmayan, gereksiz bir yük ise, o zaman sadece kamusal istisnalar oluşturmak vb. yerine işverenin bu yükten ari kılınacağı bir umumi düzenleme yapılması gerekir. Ben ödemeyeyim ama komşu ödesin şeklinde bir adalet olur mu?

Kamunun kendisine yarattığı istisnalar o kadar çok ki! 657'ye göre ücret hesabının neden bu kadar karışık olduğunu sanıyorsunuz? Siz mesela 100 TL net ücret ödemek için 35 TL vergi ve prim ödersiniz, kamu 100 TL için 15 TL öder. Sonra da size ücret ödemelerinin hesabını sorar!

Eğer bu kalemler kamuya yük ise, diğer işverenlere de yük! O zaman değiştir kardeşim. Herkes için sürdürülebilir bir hesap kur!

Maalesef durum bu.. Yasal ama hukuksuz işler yapmaya, adaleti ancak öte dünyada umut etmeye devam!