Ben yine elimde olmadan bir şeylere muhalefet edeceğim....
Sayın gulen100'ün kurumunda bu işlerin çok güzel yürümesi, veya onun bu sistemi tercih etmesi bunun iyi bir şey olduğunun göstergesi değildir ki!
Ben kendisinin düşüncelerine saygı duyuyorum. Belki de gerçekten onun kurumunda sistem çok güzel yürüyor olabilir... hatta bu sistemin uzun vadede kurumunun itibarına ve geleceğine faydası dokunacağını da düşünebilir. Bu durum, diğer kurumların eleştirilerini ve zorluklarını haksız çıkartmaz.
Şu ana kadar pilot ilden yazak az sayıda arkadaşın büyük çoğunluğu yaşadıkları pek çok sıkıntıyı aktardılar. Onun yanı sıra pilot illerde yapılan bazı video çekimlerinden bunun nasıl bir garabet olduğunu da ben şahsen izledim. Tüm kurumlarda bu sistem çok iyi ve mükemmel işlemiş olsaydı dahi benim bununla ilgili düşüncem değişmeyecekti. Bunun gerek insan haklarına, gerek özel sektör felsefesine, gerekse yaptığımız işin doğasına aykırı olduğunu yine söyleyecektim.
Hiç kimse beni damar tanımayı dört dörtlük uygulayan bir kurumun iyi hizmet vermiş olacağına ikna edemez. Bu sistemi aşmak isteyen kurumlar için yol yordam çoktur. Hatta bunu doğru düzgün eğitim veren kurumlardan daha kolay yaparlar.
Ben -hani şu sürekli şikayet edilen- "sahtekar, üçkağıtçı" bir kurumlardan birinin sahibi olsam, tüm çocukları sabahtan servisle toplar getirir, hepsini bir salona toplar televizyon seyrettirir, saati gelene elini okutturur, öğlen götürür evlerine bırakır, öğleden sonra ikince partinin seferini yapabilirdim. Böylelikle ne el okutturma derdim olur, ne kaybım olurdu. Öğretmenlerim de sadece saati geldiğinde el okutur, sırayla çocukların başında bekler, kalan vakitlerinde de cep telefonlarından Angry Birds falan oynarlardı.
Bu sadece bir yöntem... Buradan "akıl vermiş" olmamak için olası başka yöntemlere hiç girmek istemiyorum. Ama Türk aklı muhakkak bu tür sorunlara çözüm bulacaktır.
Yani nihayetinde bu sistem hiç bir şeyi çözmediği gibi, iyi kurum, kötü kurum ayırtedilmesine de hiç bir katkı da bulunmayacaktır.
Eğer aksi olsaydı, yani kötü kurumlar bu işten çok olumsuz etkilenseydi bizim sürekli onların yaygarasını duymamız gerekirdi. Halbuki bakıyorum, şikayet ve itiraz edenler genellikle belli bir geçmişe, çalışma düzenine sahip olan kurumlar. Hiç "kötü" kurumların yaygarasını duyanınız oldu mu?
Sonuç olarak sayın Gülen100 bunun en hararetli savunucusu olsa (ki öyle olduğunu sanmıyorum), kurumunda bunu 100 de 110 performansla uygulasa ve hatta Türkiye'de bu işi yapan en iyi kurum olsa bile, bu el okuma sisteminin iyi bir şey olduğunun göstergesi veya ispatı olmaz. O yüzden, bence bu konuları çok fazla kişiselleştirmeyelim. Tuzağa düşmüş oluyoruz.