BAŞLIK: 2020 ZAM ORANI

garip yazan:
Bireysel eğitim amerikan modelidir ve öyle günde 8 seans, haftanın her günü falan değildir. 15-20 dakikalık, yarım saatlik seanslar halinde verilir. Seans ücreti bizdeki gibi 80TL değil 80-100 dolar civarındadır.. Bunun dışında çocuklar özel veya tüzel örgün eğitime gider. ABD'de 1 çocuk için ödenen aylık ücretle burada millet kurumları hoplatır. Her şeyden önce seans sınırlaması gibi şeyler yok.

Yanılmıyorsam Almanya'da da seans sınırlaması diye bir şey yok ve özel eğitim için seans başı hatırı sayılır bir ücret ödeniyor.

Evet, kampüs tarzı yerler de bütün dünyada var. Başarılı ve iyi de olabilir. Ancak böyle yerler çok maliyetlidir ve KAYNAŞTIRMA modelinin dışındadır. Kaynaştırmanın esası bir yasa maddesidir. "Engelli çocuklarda akranlarıyla eşit şart ve koşullarda eğitim alma hakkına sahiptir." Yani diyor ki, bu çocuğu sistem dışına atamazsın. Diğer çocuklara nasıl eğitim veriyorsan ona da öyle vereceksin. Bunun için gerekirse dışarıdan destek vereceksin.

İşte rehabilitasyon merkezlerinin özü budur.

Ha, diyebilirsin ki, bu model yanlıştır. O da bir fikir. O zaman yıllar önce uygulanan "kaynak oda"ya dönersin. Veya sistemi külliyen değiştirip "özel çocuk okulları" yaparsın. O da bir politikadır.

Amerikan sistemi değildir sn Barış. Bireysel eğitim planı hazırlamak Amerikan modelidir. Orada uygulanan sistem bütünleştirilmiş ortamda çocuğun ihtiyaçları, eksikleri doğrultusunda eğitimini sürdürmesi amaçlanmaktadır. Kaynaştırma kelimesinin dünyada karşılığı yoktur. Bizde de artık kaynaştırma değil bütünleştirme sistemi uygulanmaktadır. Seans sistemi konusunda da eksiğiniz var. Orada verildiğini söylediğiniz seanslar ders değildir. Gelişim değerlendirmesi yapılır, süreç gözlemlenir, takip edilir(son 10 yıldır burada açılan gelişim merkezleri gibi). Ayrıca orada farklı yapılar vardır. Azınlık model, medikal model gibi. Azınlık modeli benimseyen gruplar böyle olduklarını rehabilitasyona ihtiyaçları olmadığını belirtir. Medikal model grupları ise sadece engelin düzelip düzelemeyeceği kısmıyla ilgilenir.
Başka bir örnek İtalya'da rehabilitasyon ve özel eğitimle alakalı her şeyi kapatarak, sınıflara destek öğretmen koyarak bu süreci yürütmeye çalıştı fakat hiç iyi olmayan sonuçlar verdi. Sonrasında eski sisteme döndüler.
Sn Garip'e katılıyorum. Haftada 2 seansla ilerleme beklemek çok saçma. Dünyada da başka bir örneği yok.
Özel eğitim alanında, ülkemizde çok donanımlı akademisyenler var. Çağın çok ötesinde ilerleyen, yıllardır bu alanda dünyanın sayılı örneklerinden olan özel eğitim okullarımız var. İçem gibi.
Yine konu imkanlar doğrultusunda ekonomi kısmına girer ama yapılan yanlışlar da burada sevinçle karşılanıyor. Okul saatinde öğrenci için izin alınarak kuruma getirilmesi...Nerede kaldı bütünleştirme?
Çocukları etiketlemek ve rehabilitasyon merkezlerini kurtarmaktan başka işe yaramıyor. Kötü temelin üstüne kimse iyi bir yapı beklememeli.

Obey yazan:
Teorik bir bilgiden mi bahsediyorsunuz, yoksa gözlemden mi anlayamadım. Çünkü ben ABD'de 20'den fazla engellilere hizmet veren merkezde bizzat bulundum.

Evet, doğrudur... orada birbirinden farklı pek çok model var. Bireysel eğitim bir model değil. Yanlış ifade etmişim. Ama işin temeli BEP'dir ve BEP içinde de bireysel eğitim seansı mevcutur. Ben buna bizzat şahit oldum. Ayrıca adı kaynaştırma olmuş, bütünleştirme olmuş ne far eder. Eskiden buna entegrasyon deniliyordu, sonra biri çıktı kaynaştırma dedi. Ona bakarsanız eskiden özürlü diyorduk, sonra engelli der olduk.. Az daha geriye giderseniz özel eğitim ders kitaplarında "gerizekalılar" diye yazdığını görürsünüz.

Neyse, mesele bu değil. Mesele devletin bu hizmeti yeterli ve uygun şekilde verip veremeyeceği. Hepimiz biliyoruz ki, devlet hizmet sektöründe hiç bir zaman özel sektörün elde ettiği başarıyı sağlayamamakta. Üstelik de inanılmaz finans kaynakları olmasına rağmen.

Devlet bu işe el atsın mı, atsın. Yapsın mı, yapsın. Ama iddia ediyorum ki bana hiç bir zaman rakip olamaz. Özel okulları ayakta tutan devlet desteği değil, devletin sunamadığını sağlamasıdır. Özel eğitimin de hiç farkı yok. Bu işi devlet yapsa da beni tercih edecek veli her zaman olacaktır.

Ayrıca işin bu kısmını hararetle destekliyorum. Devlet kurum ödemelerine son versin. Ne yapacaksa kendi yapsın. Ben her sene %5 mi artış yapacaklar, %8 mi yapacaklar muhabbetinden de sıkıldım, kurumlar bizi sömürüyor diyen eğitimciden de sıkıldım, devlet size dünyanın parasını ödüyor diyen veliden de sıkıldım artık. Gidip beyaz eşya satsak bundan iyi.

Dediğiniz gibi tamamiyle özelleşmesi daha verimli olur.Gelişim merkezlerinde bir değerlendirme seansına 250-500 tl arası ücret ödeyen veliler devam eder. Hem veli profili yükselir, hem verilen eğitimdeki, eğitimcideki nitelik. Okullarda verilen dyk'lar, çoğu kurumda verilen eğitimle aynı ölçüde. Üstelik daha hesaplı.

Esas olan destek hizmetleri (fizyoterapi-dil terapisi-özel eğitim) kaynaştırma okulunda sunmaktır. Destek hizmetler kaynaştırma öğrencisine birebir sunulmalıdır ve ne kadar gerekiyorsa o kadar sunulmalıdır, sınırlandırılmamalıdır. Destek hizmeti sunacak personel okulda yoksa okul yönetimi bu personeli oğretmen yada terapist ajanslarından kiralamalıdır. Kaynaştırma okulunda destek hizmetler için uygun ortam ve yeterli araç gereç bulunmalıdır. Ortam çocuk için en az kısıtlayıcı nitelikte olmalıdır.
Kaynaştırma okulları çocuklara uygun hale getirilmelidir çocukları kaynaştırma okullarına hazırlamak uygun bi yaklaşim değildir. Okul çocuğun bütün gereksinimlerini karşılayacak nitelikte olursa bütün cocuklar kaynaştırma okuluna gidebilir. Bu çocuğun özelliklerine göre kısmi- yarı ve tam zamanlı olabilir. Hedef cocuğun tam zamanlı olacak şekilde kaynaştırma okulunda kalması olmalıdır.
Bu Amerika ve Avrupa modellerinin harmanlanmış hali.
Aslında bizim sistemimiz bu harmanlanmış modele çok aykırı değil sadece destek hizmetler rehabilitasyon merkezlerinde sunuluyor. Şu anda metropol sehirlerimiz dahil hiç bir ilimizde okullarimizin fiziki yapilarının bu harmanlanmış modele uygun olduğunu söyleyemeyiz. Uyarlanabilir mi? Uyarlanabilir ancak çok azı. Bu haliyle rehabilitasyon merkezlerini kapatmanın çok akılcı ve ekonomik bir yaklaşım olabileceğini düşünmüyorum. Bu koşullarda yeni eskiyi aratır kanaatindeyim.
Diyelimki uyarlandı bu sistem, o zamanda hizmetin kalitesiyle ilgili önumüzdeki en buyük engel (şu anda olduğu gibi) 657 sayılı devlet memurluğu ile ilgili kanun. Bu kanun değişmedikçe okullarımızın kalitesinin artacağını düşünmüyorum. Zira Avrupa ve Amerikada böyle salla başını al maaşını anlayışını özendiren bir kanun yok.

Zamla ilgili iddia ettiğim oranlar geçerli.

Fakat başka bir senaryo daha var çok iyi bir zam gibi gözüksede maliyetleri çok arttıran bir kurallar dizisi.

Bizleri kan emici sülük gibi göstermekten çıkaracak tüm yönetmelik kanun her ne ise sonuna kadar destekçisziyim illallah yeter artık hakkımız olanı versinler sonra ne istiyorlarsa yapsınlar

Sorunların temeli zaten hakkımız Olanı alamamamız değil mi hocam ..