BAŞLIK: Sessizlik niye

Sayın Garip , hocam dediğiniz gibi KDV olayı doğru şubatta KDV olmayacak muhtemelen , ama zam konusunda eğer dediğiniz aralıklarda bir oran olursa üzerine KDV de tuzu biberi olur… Bu oranlar resmen kurumların hakkına girmektir , işini düzgün yapan temiz kurumların hakkına girmektir zaten kalmazlar da … umarım herkes anlamıştır .. borçla değirmen dönmez artık güç kalmadı valla .. ama yine bir umutla dediğiniz oranların üzerinde benim beklentim 42-47 aralığı sadece tahmin :! Yeterli mi asla değil

Oldukça az kazanıyorlarmış ki bütün ülkede şubeleri olmuş. Benim öyle şubelerim yok demek ki onun işi daha karlı.
Sgk primlerimiz de %50 arttı bu arada (tüm maaşları %50 arttırdığımızı varsayarak)
Mazot %100 arttı
Elektrik kırtasiye doğalgaz %100
%21-36 arasındaki orana sessizliğimizi koruyorsak aklımızdan şüphe ederim.
Dernekler için hamle yapma vakti, geçen sene siyasileri mevkilerinde ağırlamanın bir çözüm olmadığını gece 2 deki resmi gazete yüzüme çarptığında görmüştüm. Çalışanlar sendikalaşsın ya da bizler sendika kurabiliyor muyuz bilmiyorum ama dernek başkanlarının şahsi çabaları yetersiz kalıyor.
hiçbir dernek başkanını da tanımam bu arada fakat onlar da her yıl siyasilerin kapılarının önünde zam peşinde koşuyorlar bu da doğru değil. Bir standart uygulanmalı artık.
Ceza alırken 657 sayılı devlet memuru kanunu, para alırken kanunsuz! hadi vakit varken daha fazla konuşalım artık.

woodgate sonuna kadar yazdıklarınıza katılıyorum …

Matematik yalan söylemez. 300 civarı ve üstü öğrencisi olan kurumların zam oranı pek de umurlarında değil. en kötü %20 zam olacağını biliyorlar zaten. 300 civarı öğrencisi olan bir arkadaşım geçen ay telafisi dahil 380 bin lira fatura ettiğini söylemişti. %20 ile aylık 76 bin ilave gelir ile bu değirmeni döndürür. Mesele, 200 ve altında öğrencisi olanların meselesidir. hele ki 200 ve altında öğrenci sayısı ile büyükşehirlerde 2-3 servisi olan 20-30 bin kira ödeyenlerin meselesidir. daha önceki yazılarımda 2000 li yıllarda dernekleşme süreçlerinin içinde olduğumu belirttim. uzun uzadıya gerek yok tekrarlamaya. anlamadığımız aynı kişilerin neden yıllardır dernek başkanı ve yönetiminde olduğudur. bu derneklerin üye sayısını artırmak gibi bir girişimi var mı? şahsen yıllardır bana ulaşan, derneğe üye ol diyen, gerekçe anlatan kimse olmadı. Çünkü sen, ben, bizim oğlan yeter. Mazallah üye sayısı artarsa olur da başkanlığı falan kaybedersek...Savunduğumdan değil ama danıştayın iptal ettiği kamera denetimi mevzusunda bile oralı olmadı dernekler. sonuçta bir uygulama var ve kanun bunu iptal etmiş. bakanlık bir yazıyla uygulama devam edecek demiş. dernekler sus pus. garanti ücret talep etme noktasında özel okullar bile devreye girmiş. pandeminin ilk aylarında da yazmıştım. özel hastaneler derneği kanal kanal gezerek öldük bittik batıyoruz diyerek istediği her şeyi almıştı. üstelik devlet gelsin özel hastanelere el koysun restini çekerek. hala öğrenemedik ağlaşarak, el ovuşturup ceket ilikleyerek aman efendim sepet efendim, sayın büyüğüm diyerek hak aranmaz. Yada dernekler hem nalına hem mıhına mı yapıyor ? ne dersiniz.

gezenti yazan:
Bu bana hiç mantıklı gelmedi...

Öncelikle telafi faturası aylık kazanç gibi düşünülemez.. Bu ay 380 alıyorsan önceki ay 200 almışsın demektir.
300 öğrenci -neredeyse hiç grup kalmadığı düşünülürse) 250-280 bin TL kadar gelir getirir. Bu kadar çok öğrenci için 50-60 kişilik kadro lazım. Ortalama 4000TL desen sadece maaşlar 200 binTL tutar.
Sigortası, vergisi, şusu, busu derken elinde pek fazla bir şey kalmaz.

Kazanmaz mı? Elbette kazanır. Ama doğru düzgün iş yaparak kazanamaz. İşi doğru düzgün yapmıyorsan 300 değil, 150 çocukla da para kazanırsın. O da ayrı konu.

Ankara yi bilmem sayın barış ama istanbul un en büyük kurumlarından birinde -600 den fazla raporlu öğrencisi var- çalışan öğretmen sayısı 60 bile değil. Bir öğretmene yazabileceğiniz ogrenci sayısı aylık 20. Hadi 15 ogrenci yazıldı diyelim. 300 ogrenci için 20 öğretmen yeter de artar bile. Öög hariç çoğu programa grup veriliyor. Hadi telafi için ilave bir kac öğretmen diyelim.
İşini düzgün yapma konusu herkes için muamma. Ben baktığım yerden işimi doğru yapıyorum. Bu yüzden de aylardır ben, siz, sayin garip ve bir kaç kişi daha aynı konudan muzdarip değil miyiz? Benim şu an bile devam oranım %60 civarı. Pandeminin basindan beri %100 e ulaşamadım. Ekim ayında %80 olmustu ama yeni vakalarla düştü gene. Ben butik tek programlı küçük bir kurumum. Servisim yok. Öğrencim az. Kiram istanbul için düşük. Gelen kendi imkanları ile geliyor. Benim kurumda Öğretmen başına 8-9 ogrenci düşüyor aylardır. Bugüne kadar ogretmenleriminde desteği özverisi ile döndü kurum, ama bundan sonra çok zor olacak benim için bile. Ama ben iddiami tekrarlayayim 300 den fazla öğrencisi olan kurumlar için emin olun zam falan olmasa da olur. Ha olursa ne olur? Onlar için ballı börek olur. Zaten asgari ücrete çalışan öğretmen yoktu kurumlarda. Resmi asgari gösterse bile elden fark verirlerdi. Simdi hepsi asgari ücret oldu kurumların çoğu için elden odeme zahmeti kalkacak ortadan. Bir kac öğretmen haricinde. 10 öğretmenli 100 öğrencisi bir kurum düşünelim. Öğretmenler asgari ücret alsin. Ogrenciler grupsuz telafisiz olsun. 10x2825= 28500 100x930=93000 Maaşlar sonrası kalan 64500
10×4250=42500 %20 farkla 121000 maaşları sonrası kalan 78500
Aynısını 300 öğrencili 30 ogretmenli kuruma uyarlayalim
30x2825= 84750 300x930= 279000 maas sonrası kalan 194250

30x4250=127500 %20 farkla 334800 maas sonrası kalan 207300
Çoğu öğretmen asgari ücretin üstünde çalışıyordu bunu biliyoruz zaten. Yani demem o ki 300 üzeri öğrencisi olan kurumlar dolar bazında bakmazlarsa sıkıntı yasamayacaklar. Olan küçük kurumlara ve dürüst çalışan kurumlara olacak.

Dolar arttı mazot arttı sgk vs. Eeee memleket olarak fakirlestik zaten memurundan işçisine herkes payına düşeni alıyor. Kamudaki öğretmen gecen yıl 800-900 dolar alıyordu. Simdi %30 zamla bile 500 dolar değil.

( buradan bazı aklı evveller kurumlar ne para kazanıyormuş meselesine girmesin sadece büyük kurumların durumunu, derneklerin vurdumduymazligina dair yaziyorum. Ayrıca para kazanmak için yapılıyor bu işler. Buna rağmen ne para kazaniyorlarmis diye yazan/ düşünen varsa özelden yazabilir devir almak icin)

gezenti yazan:
Sevgili dostum, öyle bir yazmışsınız ki, asgari ücretten çalışan öğretmen varmış, kurumlarda sadece öğretmen çalııyormuş, öğretmenin eline geçen net ücretten gayri gider yokmuş gibi...
Ben özellikle belirttim, işini doğru düzgün yapan 300 çocukla da kazanamaz diye... Çünkü 20 kişi ile 300 çocuğa eğitim verilmez. Asgari ücretli öğretmenle verilmez. Elbette çocuk sayısının fazla olması müşterek giderlerden ciddi bir avantaj sağlar ama bizim işimizde ana gider kalemleri personel maaşları, sgk, vergi gibi kamu harcamaları, ve kira gideridir. 300 çocuk için asgari personel gereksinimi 45-50 kişidir. (diğer personellle birlikte.) 20-25 kişiyle hallediyorum diyen zaten baştan doğru dürüst yapmıyordur. O kişi 100 çocuklu kurumu da 7-8 kişi ile götürür, yine kar eder.

İşte sayın Garip olsun, ben olayım, başka arkadaşlar olsun kurumlara tek bir fiyat dayatması uygulanmasına karşı çıkmamızın nedeni de budur. Herkes aynı hizmeti aynı şekilde vermiyor. Hepimizin gelir gider dengesi farklı. Sizin dediğiniz şartlarda bu işi yapıp para kazanan kişiler diğer kurumları da kendi seviyelerine indirmekten başka işe yaramazlar.

Bu arada kurumunuza çıkan taliplerden Ankara düşünenler varsa haberim olsun lütfen.

Bizlere kimsenin inanmayışının sebebi, 300 tl ye köpek sevdirip aileleri sömüren, kamerası vb hiçbir prosedürü dikkate almayıp dayılarıyla işini çözüp burada ağlayanlar yüzünden.