cem karaca bir tv programında anlatmıştı: biz 70'lerde moğollarla bir şarkının provasını yaparken, bir akor üzerine bazen 2 saat tartışırdık, sonra konser alanına vardığımızda bizden önce biri çıkardı sahneye elinde bağlamayla adı aşık hırpani. sazın teline hızlıca vurur, ne nota, akor, ne ahenk başlardı slogan atmaya, tüm salon yıkılırdı alkıştan. yaptığı şey müziğin dışında her şeydi, bir tek müzik yoktu. bizim durum da buna benziyor, kılı kırk yarıyoruz, ilkeli duruş sergileyelim,, eğitimde kalite olsun, çalışan mutlu, çocuklar mutlu, aileler umutlu olsun diye. diğer taraftan müfettiş bir ile gidiyor yolsuzluk soruşturmaya, kurucu neredeyse müfettişi dövecek " siz diyor bizim önümüze koyuyorsunuz para basma makinesini sonra da diyorsunuz ki para basmak yasak! " müfettiş de ankara'ya döndüğünde iyi örnekleri değil de özel eğitimi para basma makinesine benzetenleri anlatıyor raporuna yazıyor. sonra da diyoruz ki, neden bize hırsız gözüyle bakılıyor ve neden sadaka verir gibi ücret artışı yapılıyor...