FORUM HAKKINDA ÖNEMLİ NOKTALAR
Lütfen Dikkat Edelim
* Yeni konu (başlık) açarken, kategorimizi doğru seçelim ki ihtiyacı olan diğer kayıtlı- kayıtsız kullanıcılarımız konuları bulmakta zorluk çekmesin.


* Lütfen Caps Lock açıkken yani büyük harflerle gönderi atmayalım.


*Ekleyeceğiniz dosyalarınızın, bilgisayarınız tarafından virüs taramasını sorunsuz geçtiğine emin olun. Eğer emin değilseniz ekli dosyanızı 3. parti linklerle ekleyebilirsiniz.


*Tüm dünyanın kullandığı en güvenli resim yükleme araçlarını kullanarak, dosyalarınızı tamamen ücretsiz yükleyip link kullanarak yayınlayabileceğiniz siteler:
http://thumb.it/
http://imageshack.us/
Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
O.E.R Forum Sayfasına Hoşgeldiniz

Lütfen tanıdıklarınıza ve arkadaşlarınıza forumumuzdan bahsediniz. Sizin desteklerinizle bu sayfalarda gençlerimizin geleceği ve sektörel sorunlarımız hakkında pek çok konuyu tartışacağız.

BAŞLIK: NE YAPMALI?

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 01:52 #89

  • garip
  • garip Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 992
  • Teşekkür Sayısı: 394
  • Başarı: -56
barisltd yazan:
garip yazan:
. sizin şehirlerde sanırım salgın hastalık falan görülmüyor, ya da kameralar görmüyor (!). izmir'de domuz gribi ve uyuz salgınından çocuklar dökülüyor, corona virüsü kapımızda ya da içeri girdi. 1 ay sonra bizi neyi beklediğini bilmiyoruz, depremler de cabası. kısacası beni yüzde 10'lar, 20'ler değil daha çok bunlar düşündürüyor...

Sen çok streslenmişsin, ben biraz rahatlatayım... :) :)

Öncelikle domuz gribi her zaman görülür. Her yıl grip vakalarının belli bir oranı domuz gribidir. Ancak bu domuz gribi 8-10 yıl önce dünya genelinde salgın yapan ve korkulan domuz gribi değildir. Grip virüsü sürekli form değiştirir ve bir yıl görülen grip diğer yıl görülenden farklıdır.
Yani bu konuda endişe edecek bir şey yok. Şu an bir domuz gribi salgını için endişenmeye gerek yok.

Uyuz, paraziter bir hastalıktır. Cilt içinde gezen bir örümcek ailesine ait bir canlıdır. Mikrop değildir. Hijyenik koşullarla yakından ilişkilidir. Tedavisi çok kolaydır. Evet, ülkede bir aşırı vaka görülme durumu olabilir ama bu korkulacak bir şey değil.

Deprem ülkenin bir gerçeği... bu konuda yapacak bir şey yok. Depremler, seller ve buna benzer afetler her zaman yaşanacak. Alabildiğimiz kadar önlem alacağız.

Coronavirüs yeni bir hastalık değil. Halk arasında soğukalgınlığı denilen hastalığı yapan virüs ailesine ait. Ortaya çıkan bu yeni suşun özelliği ölüm oranının bilinen diğer soğuk algınlığı ve grip vakalarından yüksek olması. Bu da %3-4 civarı. Yani her coronavirüse yakalanan ölmüyor. %96'sı grip gibi geçirip iyileşiyor.

Bu ölüm oranı da biraz soru işareti. Çünkü uzak doğu menşeili her salgında ilk mortalite verileri (ölüm oranları) genellikle yüksek çıkıyor. Ancak gelişmiş ülkelerde aynı hastalıktan ölenlerin oranı hızla düşüyor. Büyük olasılıkla bunun nedeni uzak doğuda sağlık hizmetlerinin yetersizliği. Çünkü bunlar tedavisi olan hastalıklar değil. Sadece destek tedavisi veriyorsun. Ne kadar iyi verirsen hastalığı atlatma oranı o kadar yükseliyor. Henüz gelişmiş ülkelerde vaka sayıları 10 lu rakamlarla ifade edildiği için bununla ilgili net bir veri yok. Önümüzdeki günlerde vaka sayıları arttıkça daha iyi öğreneceğiz.

Elbette bu arada dikkatli olacağız. Ama ortada bir veba salgını gibi bir şey de yok.

*******

Yani, özet olarak, dünyada, hayatımızda bu tür şeyler sürekli olacak. Bazıları can sıkacak. Ama bir taraftan hayat devam edecek.

30 ocak 2020'de öğle saatlerinde
"sizin şehirlerde sanırım salgın hastalık falan görülmüyor, ya da kameralar görmüyor (!). izmir'de domuz gribi ve uyuz salgınından çocuklar dökülüyor, corona virüsü kapımızda ya da içeri girdi. 1 ay sonra bizi neyi beklediğini bilmiyoruz, depremler de cabası. kısacası beni yüzde 10'lar, 20'ler değil daha çok bunlar düşündürüyor..." demişim, barış da 5-10 dk sonra üstteki yanıtı vermiş. aradan 50 gün geçmiş...
Son Düzenleme: 22 Mar 2020 01:54 yazan garip.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 02:41 #90

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
garip yazan:
barış da 5-10 dk sonra üstteki yanıtı vermiş. aradan 50 gün geçmiş...

Haklısın... o sırada coronavirüsün bu kadar büyük tehdit yaratacağını düşünmüyordum. Çünkü daha önceki Sars ve Mers salgınları aynı şekilde başlayıp çok hızlı sönümlenmişti. Sonradan fikrim değişti. Ancak bunun dışında yazdıklarımda yanlış bir şey de yok.
barisltd yazan:
Coronavirüs ile ilgili olarak henüz yeterli bir data yok. Hastalığın bulaşıcılığı ve mortalitesi, bundan daha önemlisi epidemisi (yani ne miktarda dünyaya yayıldığı) çok net değil. Elbette bunun dünya çapında bir salgına dönüşme riski var. Ancak böyle bir salgın durumunda dahi herkesin hastalanacağı, herkesin hastaneleri dolduracağı, hayatın duracağı varsayımında bulunamayız.

Ben bardağın dolu tarafına bakmayı tercih ederim.

Senin endişelendiğin gibi bir salgın durumu olursa, kurumlarımızın açık veya kapalı olması çok az önem taşır zaten. Dünya genelinde ve ülkede topyekün ekonomik çöküş yaşanır ki, buna karşı yapabileceğimiz bir şey zaten yok.

Hala hastalığın sağlık tehditinden ziyade toplumsal ve ekonomik tehditinin daha büyük olduğu kanısındayım.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Son Düzenleme: 22 Mar 2020 04:29 yazan barisltd.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 04:02 #91

  • Obey
  • Obey Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 249
  • Teşekkür Sayısı: 75
  • Başarı: -14
Ülkeye (her zaman olduğu gibi) salgın hastalık değil, cehalet zarar veriyor. Ben 3 günde sadece 1 kez, o da alışveriş için dışarı çıktım ama camdan bakınca gördüğüm, yaş olarak risk grubunda bulunanların, sokak sokak, cadde cadde gezmesi insanı çileden çıkarıyor. Bu kafayla devam ettikleri sürece ölüm oranı da artar, sağlık sistemi de çöker, ekonomi de biter, zorunlu tatiller de uzar. Çok katı kurallar uygulanmalı, ağır yaptırımları olmalı ki süreci en az hasarla, en kısa sürede atlatalım. En fazla 1 ay bunalırız belki ama en az 3-4 ay kriz yaşamaktan iyidir. Süreç ne kadar uzarsa, sonrasında oluşacak sancı da o kadar uzun olur.
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 04:21 #92

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Obey yazan:
En fazla 1 ay bunalırız belki ama en az 3-4 ay kriz yaşamaktan iyidir..

1 ay sonra krizin tepe noktasına ulaşacağını düşünüyorum. Yani önümüzde 1 aydan çok daha fazlası var. Şansımız varsa Haziran sonunda normalleşmeye başlarız. Yoksa sonbahara, belli daha da öteye kadar devam edebilecek bir süreçle karşı karşıyayız.

Zaten tümden karantinaya bir gıdım uzaktayız. Her an gelebilir.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 14:02 #93

  • ismail78
  • ismail78 Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Tecrubeli Uye
  • Gönderiler: 84
  • Teşekkür Sayısı: 30
  • Başarı: -1
Şu an yapılmak istenen salgın yayılım hızının yavaşlatılması. Böylece eldeki tıbbi imkanlar daha verimli kullanılabilecek. Yani salgını durdurmak, hasta olmadan yırtmak mümkün olmadığı gibi amaç da değil. İtalya'da insanlar top yekün aynı anda hasta olunca sağlık hizmetleri çöktü, kimi kurtaralım kim ölsün seçimi gibi dramatik durumlar meydana geldi. Örneğin Bodrum Belediyesinin tatilcileri sağlık imkanlarımız kendimize kadar diye uyarması da anlattıklarımı destekler niteliktedir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 17:02 #94

  • cemkilinc
  • cemkilinc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 1058
  • Teşekkür Sayısı: 344
  • Başarı: -1
Salgın kontrol altına alınabilirse ardından gelecek ekonomik krizle başa çıkabilecek miyiz? Sadece kurumlarımız için değil hemen hemen tüm iş dallarında panik havası hakim. 3 ay boyunca ödeneklerimizi tam aldık diyelim geri ödeme zamanı geldiğinde kaç kurum ayakta kalacak. Ekonomi uzmanlık alanım değil tabi ama olacakları görebilmek içinde uzman olmak gerekmiyor sanırım. Sanırım işimiz sabır ve dua ya kaldı gerçekten.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 17:12 #95

  • serkan198125
  • serkan198125 Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 360
  • Teşekkür Sayısı: 77
  • Başarı: -8
Sayın cem geri ödeme dediginiz nasıl bir hakedilis pek anlamadım.zaten bu ödeme bizim hakkımız değil mi..?
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

NE YAPMALI? 22 Mar 2020 17:21 #96

  • cemkilinc
  • cemkilinc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 1058
  • Teşekkür Sayısı: 344
  • Başarı: -1
Bakanlığa göre değil. Bize bakış açıları ücretli öğretmenlerle aynı. Çalışmayana para yok. Kesinleşmeyen ve üzerine çalışılan bir konu şöyle; Kurumlara ödenekleri ödenecek daha sonra bir şekilde geri alınacak bu arada personel maaşları, SGK primleri vergiler kurumlarca ödenmeye devam edecek. Geri ödeme ödenekten kesinti şeklinde mi olacak, telafi olarak mı ödenecek belli değil. Kurumlar mevcut ayın derslerini verirken binlerce seans telafiyi nasıl yapıp BORCUNU ödeyecek o da belli değil. Zaten şu an yapılan çalışmada nasıl verilecek üzerine değil nasıl geri alınacak üzerine.
Son Düzenleme: 22 Mar 2020 17:59 yazan cemkilinc.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.201 saniye
Sistem Kunena Forum