Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
  • Sayfa:
  • 1
  • 2

BAŞLIK: YENI TORBA YASA %100 ZAM

YENI TORBA YASA %100 ZAM 13 Şub 2015 19:03 #1

  • hayatadair
  • hayatadair Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Junior Uye
  • Gönderiler: 39
  • Teşekkür Sayısı: 7
  • Başarı: 1
Sabah Gazetesinde yer alan aşağıdaki haberde, her ne kadar "artmış" dense de, henüz artan bir şey bulunmamaktadır. Torba yasada yer alan düzenlemeler yasalaştıktan sonra artış yürürlüğe girecektir.

Öğretmenler tarafından uzun süredir beklenen kurs ücretlerinde beklenen artış 2014-2015 eğitim öğretim yılının ikinci yarısında arttı. Uzun süredir gündemdeki yerini koruyan ve hafta sonu kurslarındaki ek ders ücreti arttı mı, artacak mı derken müjdeli haber geldi. Torba yasa kanun teklifinde bulunan ve daha öncelerinde de belirtildiği gibi torba yasanın çıkmasıyla beraber iki katına çıkması beklenen hafta sonu ek ders ücretlerinde artış gerçekleşti. Böylece artık öğretmenler hafta sonu kurslarında iki katı ek ders ücreti alacak. TBMM'de kabul edilen torba yasada yer alan maddeye göre Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici ve öğretmenlere ek dersleri yüzde 100 fazlasıyla ödenecek.

"Ek ders ücretleri, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere yüzde 25, Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici ve öğretmenlere yüzde 100 fazlasıyla ödenecek."

ÖĞRETMENLERİN HAFTA SONU KURSLARINA İLGİSİ ARTACAK

Özellikle büyükşehirler ve ilçe merkezine yakın olan taşralarda yaşanan hafta sonu kurslarında öğretmenlerin geçerli sebeplerden dolayı ilgisi oldukça az kalmış, buradaki öğrenciler öğretmen yetersizliği nedeniyle bu kursdan faydalanma imkanı kısıtlı olarak elde etmişti. Kursun açıldığı andan itibaren öğrenci ve velilerden büyük ilgi alınmış ancak öğretmenlere bu kurslarda verilen ücretin yetersiz olması nedeniyle ilgisi oldukça az olmuştu. Bu nedenden dolayı hafta sonu kurslarında görevli olacak öğretmenlik ek dersi yaklaşık olarak 18 lira olacak, dolayısıyla öğretmenlerinde bu kurslara ilgisi artacak.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

YENI TORBA YASA %100 ZAM 13 Şub 2015 19:45 #2

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Hocam devlete atanmak isteyen öğretmenleri teşvik etmek için mi bu haberi burada paylaştınız?

Bu özel eğitim kurumlarında emek veren değerli öğretmenleri devlette çalışan öğretmenlerden ayırmak haksızlık olur.

Belki devlette çalışan öğretmenler bana kızabilir ama benim kanaatime göre bu kurumlarda görev yapan öğretmenler devlette görev yapan öğretmenlerden çok daha üstündür.
Son Düzenleme: 13 Şub 2015 19:48 yazan telkin. Sebep: Ekleme
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, barisltd, AliGalipDursen ve bu kullanıcının diğerlerinden 1 teşekkürü var

YENI TORBA YASA %100 ZAM 13 Şub 2015 20:34 #3

  • elsoberano
  • elsoberano Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 60
  • Teşekkür Sayısı: 25
  • Başarı: 1
Sayın telkin özel eğitimde çalışan oğretmenlere değerli dediniz teşekkürler ama bu haberde yer alan özel eğitim oğretmenleri gibi(onlar özel eğitimci diye konuyu başka yerlere çekmek isteyen olabilir şuan özel altsınıfta birçok alan dışı oğretmen görevlendirme olarak çalışıyor )30 değil 40 saat çalıştığınızda onların aldığı ucret kadar ucret talep ettiğinizde fırsatçı olarak nitelendiriyorsunuz.hatta aldığınız para ne olursa olsun öyle rahatsız ediyor ki damar tanımada duzenlemeler diye açılan başlıkta ilk akla gelen maaş duzenlemesi ve ne kadar dıt o kadar para gibi söylemler (oğretmenini koruyan ozluk haklarını yemeyen ve personeline sahip çıkan kurum sahipleri alınmasın)
Son Düzenleme: 13 Şub 2015 20:40 yazan elsoberano.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: kırıkkale

YENI TORBA YASA %100 ZAM 14 Şub 2015 00:07 #4

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
elsoberano yazan:
Sayın telkin özel eğitimde çalışan oğretmenlere değerli dediniz teşekkürler ama bu haberde yer alan özel eğitim oğretmenleri gibi(onlar özel eğitimci diye konuyu başka yerlere çekmek isteyen olabilir şuan özel altsınıfta birçok alan dışı oğretmen görevlendirme olarak çalışıyor )30 değil 40 saat çalıştığınızda onların aldığı ucret kadar ucret talep ettiğinizde fırsatçı olarak nitelendiriyorsunuz.hatta aldığınız para ne olursa olsun öyle rahatsız ediyor ki damar tanımada duzenlemeler diye açılan başlıkta ilk akla gelen maaş duzenlemesi ve ne kadar dıt o kadar para gibi söylemler (oğretmenini koruyan ozluk haklarını yemeyen ve personeline sahip çıkan kurum sahipleri alınmasın)

Özel eğitim kurumlarında en büyük gider personel maaşları olduğu söylenmektedir. Ancak kurumların bu personel maaşları giderleri resmi kayıtlarda incelendiğinde aylık gelirin %40'nı (maaş+ssk+stopaj) oluşturduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Aslında işin gerçeği personel giderleri en az %70'lik bir yere sahip olduğu anlatılmaktadır. Yani anlaşılan resmiyette bu kurumlar hep iyi kazınıyor görünmektedir. Personel giderlerinin resmiyette tam olarak gösterilmemesi kurumların sıkıntılarının bilinmesini engellemektedir. Bu maaş olayında birçok sektörün gerçek tutarların resmiyete yansıtılmadığı maliye bakanlığı tarafından tespit edilmeye devam ettiğini bildireyim. Aslında işverenleri suçlamakta haksızlık olur. Devletin bu anlamda çok büyük vergi ve prim yükü tüm özel sektörü bu usulsüzlüğe teşvik etmektedir. Aslında devlet bu durumu fazla düşünmüyor çünkü işveren gerçek maaşı resmiyette gösterdiğinde pirim ve vergilerle bu parayı tahsil ediyor, resmiyette yanlışlık yapanlardan da ceza keserek kasasına gireceği parayı her durumda tahsil ediyor. Bu konuda devletin işverenleri resmiyete teşvik edecek, işverenlerin vergi prim ssk giderlerini hafifletecek somut adımlar atması gerekmektedir.

Şimdi asıl konuya dönecek olursak maalesef bu maaş olayında fırsatçılık yapan personeller çoğunlukla duyulmaktadır. Zaten açılan bu kurslar hep personel ihtiyacını karşılamak hem de bu fırsatçıların önüne geçmek içindir. Bu durumun tam tersi olan bazı kurumlarında fırsatçılık yaptığı durumlarda duyulmaktadır. Bu konuda önemli olan orta noktada makul olan dengenin ve değerin bulunması gerekmektedir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: gulumse, tartanc, barisltd ve bu kullanıcının diğerlerinden 1 teşekkürü var

YENI TORBA YASA %100 ZAM 14 Şub 2015 00:34 #5

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Sayın telkin,

Neredeyse ağzınızdan bal damlıyor diyeceğim. :)

Söylediğiniz şeyler, güzel, doğru ama... bir işverenin "kayıt içi" gerçek gelir giderlerini beyan etmesi halinde değil para kazanmak, aldığı para kadar cebinden ödemek zorunda kaldığını da düşünmeniz lazım.

Bir çalışanın iş yerine maliyeti aldığı ücretin yarısı kadardır. Bunun içine kıdem tazminatı vs. gibi diğer kalemler de dahil değildir. 50 küsür lira ders ücretiyle dünyanın en dürüst adamını getirseniz bu işi hakkıyla yapamaz. Mutlaka bir yerden fire verir.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

YENI TORBA YASA %100 ZAM 14 Şub 2015 09:43 #6

  • elsoberano
  • elsoberano Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 60
  • Teşekkür Sayısı: 25
  • Başarı: 1
O zaman iptal edilen kurslarda fırsatçı kurumların önünü kesmek içindi .Bu tartışma tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan gibi uzayıp gider . Ama bana göre ilk yaratılan tavuk olduğu için yumurta tavuktan çıktı .Birde bu sıkışık dönemde bile bizden talep edilen en çok 3000 liraydı bu rakamların üstünde bir rakam telafuz edilmemiştir diye tahmin ediyorum işi abartıp ftr kadar kuruma kuruma kazanç sağlamayan öğretmenler onlar kadar bir maaş talep etmemişlerdir diye düşünüyorum .
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: kırıkkale

YENI TORBA YASA %100 ZAM 14 Şub 2015 09:47 #7

  • ozeltercih
  • ozeltercih Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 674
  • Teşekkür Sayısı: 371
  • Başarı: 4
İTO da yapılan bir toplantının sonrasında oradaki yetkiliyle ayak üstü yaptığımız sohbette, onun söylediklerini aynen aktarayım;

"-Yapılan araştırmalar, bir işletmede personel giderlerinin, gelirin %33 ü geçmemesi gereketiğini, aksi takdirde o işletmede karlılıktan bahsedilemeyeğini göstermektedir."
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

YENI TORBA YASA %100 ZAM 14 Şub 2015 11:01 #8

  • AliGalipDursen
  • AliGalipDursen Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 343
  • Teşekkür Sayısı: 655
  • Başarı: 16
telkin yazan:
Özel eğitim kurumlarında en büyük gider personel maaşları olduğu söylenmektedir. Ancak kurumların bu personel maaşları giderleri resmi kayıtlarda incelendiğinde aylık gelirin %40'nı (maaş+ssk+stopaj) oluşturduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Aslında işin gerçeği personel giderleri en az %70'lik bir yere sahip olduğu anlatılmaktadır. Yani anlaşılan resmiyette bu kurumlar hep iyi kazınıyor görünmektedir. Personel giderlerinin resmiyette tam olarak gösterilmemesi kurumların sıkıntılarının bilinmesini engellemektedir. Bu maaş olayında birçok sektörün gerçek tutarların resmiyete yansıtılmadığı maliye bakanlığı tarafından tespit edilmeye devam ettiğini bildireyim. Aslında işverenleri suçlamakta haksızlık olur. Devletin bu anlamda çok büyük vergi ve prim yükü tüm özel sektörü bu usulsüzlüğe teşvik etmektedir. Aslında devlet bu durumu fazla düşünmüyor çünkü işveren gerçek maaşı resmiyette gösterdiğinde pirim ve vergilerle bu parayı tahsil ediyor, resmiyette yanlışlık yapanlardan da ceza keserek kasasına gireceği parayı her durumda tahsil ediyor. Bu konuda devletin işverenleri resmiyete teşvik edecek, işverenlerin vergi prim ssk giderlerini hafifletecek somut adımlar atması gerekmektedir.

Şimdi asıl konuya dönecek olursak maalesef bu maaş olayında fırsatçılık yapan personeller çoğunlukla duyulmaktadır. Zaten açılan bu kurslar hep personel ihtiyacını karşılamak hem de bu fırsatçıların önüne geçmek içindir. Bu durumun tam tersi olan bazı kurumlarında fırsatçılık yaptığı durumlarda duyulmaktadır. Bu konuda önemli olan orta noktada makul olan dengenin ve değerin bulunması gerekmektedir.

Sayın telkin,

Yazdıklarınız zaman zaman varlığından şüpheye düştüğümüz "devlet aklı"nın gerçekte var olmaya devam ettiğini gösteriyor. Durumun tespitinizde eksik hiç bir nokta mevcut değil. Bunu görmek devletin tebası için bir parça rahatlatıcı.

Öte yandan MEB sınırlarını da taşan analiziniz size daha önce sözünü ettiğim "mış gibi yapma", "kitaba uydurma" reflekslerimizin ahalinin ve devletin özel eğitim alanının ötesindeki tüm süreçlerde de devamlılığının da kanıtı.

Maaş ödüyoruz, rekabet koşulları altında ve arz talep dengesi içinde belirlenen bir büyüklük bu. Hiç bir şekilde bir değer ölçüsü de değil, rasyonel de değil. Ancak sektörün aktörleri bu büyüklüklerle karşılıklı bir anlaşma kurabiliyorlar, sektörde devam iradesinde iseniz, şöyle ya da böyle bu seviyelerle iş yapmaya da razı oluyorsunuz.

Sektördeki kurumlar sonuçta küçük sermaye yapılarına sahip, kişisel tasarruflardan ibaret öz kaynaklara yaslı küçük işletmeler. Bu tip işletmelerin çalışırlık modeli sadece bizim ülkemiz ve coğrafyamız için değil her yerde basitçe şu formulasyondan ibarettir; "3 birim gelirin 1'i devlete, 1'i çalışana, 1'i işverene!" Bu dengeyi koruyabildiğiniz sürece işletmenin sürdürülebilirliğinden az çok emin olabilirsiniz.

Gelgelelim bizim öznel durumumuzda işler pek böyle değil, 40.000 civarında çalışan mevcut, bu çalışanların kamudaki büyüklüklerle ücretlendirmesi (tüm vergi+sgk+kıdem vb. ile birlikte) durumunda bunun sektöre minumum maliyeti 135.000.000 TL. Oysa ki kurumların damga vergisi hariç ve kdv dahil aldıkları ödenek bunun altında. Öte yandan biliyoruz ki özel eğitim çalışanlarının ücret talebi en az kamudaki ücret seviyesinde, ortalamada da kamu ücretlerinin %20-30 üzerinde. Bu talep haklı bir talep; 30 saat yerine 40 saat, 5 yerine 6 gün çalışma, her seansta farklı bir bağlama geçiş zorunluluğu, özel bireylerin özel güçlükleri, rekabet nedeniyle veli memnuniyeti beklentisinin baskılaması vb. ek nedenlerle bizim çalışanlarımızın devlette sunulandan bir parça daha iyi bir ücretlendirme beklemesi işin doğasının gereği. Bunun üstüne kurumların ulaşım hizmeti giderlerini, kiralarını, elektrik, su, iklimlendirme, iletişim, temizlik, onarım, eğitim malzemesi, büro ve idari hizmetler giderlerini de eklerseniz problemin cesametini görmek mümkün oluyor.

Peki sihir nerede? Sihir dönüp dönüp kurumların üstüne ağır bir suçlama olarak yıkılan "mış" gibi yapmada! Devlet biliyor ki bu kurumlar "hileye" (hadi "hile-i şeriye" diyelim) başvurmadan bu döngüyü sürdüremez. Ama yine biliyor ki bunun kendisine bir maliyeti de yok. O halde görme"miş" gibi yapıyor. Ancak devlet sizin de yazdığınız gibi konunun son derece ayırdında olarak bunu cepte, sümenin altında tutuyor. Tabii ki bu durum ekonominin sadece bu alanında rastladığımız arızi bir durum da değil. Sektörler itibariyle farklı seviyelerde de olsa ülke ekonomisinin "dinamik" sayılan kesimlerinde baskın, başat karakter olarak sürüp giden bir durum. Bir arkadaşımın (kendisi YMM, eski hesap uzmanı) söylediği üzere ülkemizde bir işletmenin sürdürülebilirliği kuruluşunun 2. senesinden itibaren %20-25 büyümesine bağlı. Oysa ki toplamda %5-7 büyüyen bir ekonomik konjonktürde yer alan her işletmenin bu seviyelerde büyüyebilmesi olanaksız. Arkadaşımın ifadesine göre de 2. yaşını bitirmiş ve hala ayaktaki her işletme bir şekilde "hırsız". Bunun adı mali çevrelerde "vergi planlaması", "bilanço makyajı", "fiktif gider", "stok değerlemesi" vb. vb.

İşletmeleri, dolayısıyla ahaliyi "hırsız", "uğursuz", "harami" kılan bir devletin bundan ne avantajı olabilir? : Ahalinin vatandaş olma cesaretini kırmak! Ahali ve devlet arasında eşitten eşite ("peer-to-peer") bir ilişki talebini daha doğmadan boğmak! Hizmetinden sorumlu olduğu yurttaşlar yerine kendisine muti bir teba sahibi olmak!

Devlet toplum arasındaki güç ve iktidar mekanikleri son derece çetrefil ve sofistike. Bizim toplumumuz ve miras almış olduğumuz idari yapıların özgün tarihleri nedeniyle bizde bu sorun alanı daha da sıkıntılı. Dünyayla hizalanmak istediğimiz her durumda kendi farklılıklarımızın ne kadar da çok olduklarını sıkıntıyla görmemizin nedeni de burada.

Çare? Çare devlet olarak, toplum olarak, bireyler olarak "mış" gibi yapmamakla işe başlamak. Kuralların açık, şeffaf ve herkese ayrımsız olarak uygulanmasını sağlamak, kuralların adalete, hukuka ve en başta insan aklı ve doğasına mugayir olmamasına dikkat etmek. Devletin tüm bireylere, topluluklara, kurumlara eşit yakınlıkta olmasını sağlamak. Ahaliyi "suçluluk" kompleksinden kurtarıp "vatandaş" seviyesine çıkarmak, girişimci, çalışkan ve katılımcı olmasını teşvik etmek..

Aslında uzun, uzun yazmaya da gerek yok. Çare olarak geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapılan G20 Maliye Bakanları zirvesinde hükümetimizin ekonomiden sorumlu bakanı Sayın Ali BABACAN'ın çizdiği çerçeveyi okumamız yeterli. Yani aslında çareyi de biliyoruz. Bize gereken bir cesaret ile hamlemizi yapmamız.

Devletin öcü, ahalinin yaramaz çocuk olmadığı, birbirimizi terbiye etmeye değil, birlikte çalışmaya ve üretmeye başlayacağımız günlerin yakın olması niyazıyla,
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, Ayperi, fahrettin75
  • Sayfa:
  • 1
  • 2
Sayfa oluşturma zamanı: 0.301 saniye
Sistem Kunena Forum