BAŞLIK: Cimer e yazalım.

Ben şahsen yazılanları destekliyorum. Top bize geldi diye yanlışa doğru diyemem. Benim kucagimdaki topun da sorumlusu var, elbette ekonomik refahimizi kendimiz belirleyemiyoruz, bir seanstan ne kadar ücret alacagimizi kimler belirliyorsa emekçi, fedakar ve resmen köle gibi çalışmak zorunda kalan kıymetli mesai arkadaşlarımıza da verebildigimiz ücreti dolaylı olarak onlar belirliyordur.
Fabrikalar gibi ödediğimiz vergileri, zorunlu olmadığımız ama ailelerin imkansızlıklar ona çare olmak adına yaptığımız hiçbir karşılığı olmayan ve faturalandiramadigimiz servis araçları kiraları, servis personelleri ve servis için yakılan yakıtlari konuşmanın zamanı geldi.
Tavuk çiftliği yapana bile dünya kadar teşvik verilirken guzelim ülkemin kanayan yarası özel bireylerinin koca karı ilacı misali haftada sadece iki seanslık haklarını vermek için yapı maliyetlerimize zerre kadar desteğin olmaması, hatta yapım aşamasında bile vergi muafiyetini dahi gündeme getirilmemesini konuşmanın zamanı geldi.
Adaletli ücret adaletli personel maaşlarını beraberinde getirir. Hatta gerekirse sistem personele maaşı dahi otomatik tanımlayın. Bakanlik oturup bir maliyet bütçesi hazırlasın rica ediyorum. Kime ne maaş vereceğimizi de tek tek kalem kalem yazsin.
Otoban firmasına, yangın söndürme firmasına, şehir hastanesine verdiği guvenceden versin gene razıyım
Ama söz konusu bizler olunca verdikleri tek güvence anında kurum kapama güvencesidir.

Karıştırmadan sular durulmaz.
Çok güzel hareketler olmuş bence.

ismail78 yazan:
Başkan 15 dakikalık konuşmamın sadece o kısmını yazmışlar diyor. Eksiksiz yayınladık diyorsa o da ahlaksızlık yapıyor.

Yalnız öğretmenler de çok iyi oynuyorlar oyunlarını.... Muhalif gazeteye Ak Partililerin kurumları var ondan oluyor demişler onlar da atlamış...

Burada anlatılmak istenen ve söylenen özerkder adına: eğitimcilerin özellikle maaş konusunda ki mağduriyeti kamudan kaynaklanmaktadır. 10 sene önce çocuk başına yaklaşık bir asgari ücret ödenirken şimdi nerede ise asgari ücretin 1/3 ödeniyor.''

Ayrıca gerekli görüşmeler bu konu ile ilgili yapılmaktadır.

ozeltercih yazan:
Bunda ne var yahu bunu herkes yapıyor bir kaç işine gelen kötü örneği dedikodusunu yapıp bir zümreyi karalayan bir sürü insan var. Gazeteci arkadaşımızında soracağı soru kim bu partili rehabilitasyoncular olmalıydı. 3. sayfa habeciliğinde bile bu tutum kullanılmıyor artık. Her duyduğunu yazarsan bunun adı gazetecilik değil, youtuberlık olur.

Yapılan habere ilişkin:

1- Ülkedeki hiç bir kurum sanırım öğretmen artışında (istendiğinde kurs açılması vs nedenlerden dolayı) bünyesinde barındırdığı öğretmen ve ya yeni işe alacağı öğretmen maaşını düşük tutmamıştır veya işine son vermemiştir.

2- Ülkedeki hiç bir kurum: 10 kazanacağım halde 5 kazanmaya razı gelmemiştir. ( Çalışanların maaşlarını asgari ücretten gösterip bankadan parayı çek elden kurum sahibine anlaşılan maaş dışında kalan parayı elden geri ver dememiştir. SGK sigortalarını asgari ücretten gösterip vergi kaçakçılığı yapmamış devleti zarara uğratmamıştır.

3- Hiç bir kurum, işten çıkan/çıkarılan işçisine/çalışanına tazminat hakkını tamamıyla teslim etmiş, kurum ile ilişik kestiğinde maddi anlamda alacağı kalmamıştır.

4- Hiç ama hiç kimseyi kanuni zaruretten dolayı sigortasız çalıştırmamıştır.

5- Hak arayan çalışanına resmi evraklarla tuzak kurmamıştır.(Çalışmaya başlamadan istifa dilekçesi almak, kurumdan hiç bir alacağı kalmadığına dair tarihsiz belge almak vs)

6- Ülkedeki bütün kurumlardaki kurucu/ kurucu temsilcileri yüksek ihtisas yapan, Üniversitelerin ilgili alanlarından mezun, ahlak ve iyi niyet seviyelerinde çağ atlamış bireylerden oluşmaktadır.

7- Eğitim kurumlarımızdaki eğitime dair her tür eğitim materyali bulunmakta bu materyali beceriksiz eğitimci personel amacına uygun kullanamadığı tespit edilmiştir,

8- Eğitim Öğretimde, ÜLKENİN BİR UCUNDA DAYISI VAR DİYE KİM TAKAR GELMEYEN ÖĞRENCİYİ DİYEN, ÜLKENİN DİĞER UCUNDA DAYISI YOK DİYE KAMERA KAYITLARI PROBLEM BİZİM İÇİN DİYEN yok!

9- Ülkenin dört bir yanında eğitimci maaşları kim ne koparırsa veya kim kimin mağduriyet/ihtiyacı kullanarak teklif vermez, çalışmazsan işsiz kalırsın bu maaşa demez.

10- Ve ülkemdeki hiç bir kurum kazanacağı miktarın helal olması dışında gözü hiç bir açlığa bakmaz, 20 kazanacakken 10 kazanayım 5 kazanayım 2 kazanayım ama çalışanımın/çocuklarının emeğine göz dikmem DER!


DEĞİL Mİ!

Bu kurumlarin calisma prensibi zaten devleti dolandirma, haram para yeme ve tabiki de hirsizlik, haaa bir de emek sömürüsü...

Sanırim son bir iki mesajın sahibi rehabilitadyon çalışanları...
Arkadaşlar söyledikleriniz rehabilitasyon merkezlerine has yanlışlar yada sorunlar değil. Bu bahsettiğiniz sorunlar, yanlışlar, toplumun her kesiminde rastlanılan durumlar. Bunların çözümü toplumdaki her bireyin kendini düzeltmesinden geçiyor.

Bahsettiğiniz konu ile ilgili bir köşe yazısından alıntı yapmak istedim:

"Fizikte birleşik kaplar kuralı ya da yasası var. Kaplar, birleşikse, kapların sıvı düzeyinde fark oluşmaz, su tüm kaplarda aynı düzeyde kalır; düzey yükselir ve alçalır. Bu fizik kuralı ya da yasası, aynı zamanda toplumsal bir kural, bir toplum yasasıdır. Halkın bilgi, kültür, algılama düzeyi, değer yargıları politikanın, bürokrasinin eğitim kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, medyanın hatta sanat yaşamının düzeyini, kalitesini belirler....
.....Halk aydınlanır, bilgi, kültür genelde eğitim düzeyi yükselir, algılama yeteneği gelişir, değer yargıları sağlıklı hale gelirse bu seviye yüksekliği yönetime, bürokrasiye, politikaya, eğitim kurumlarına medyaya, tüm toplumsal örgütlere, hatta iş yaşamına yansır..."