Sevgili tartanc,
Ben pek senin gibi düşünmüyorum.
Bu sektör son 7-8 yılda her türlü rezilliğe nasıl ayak uydurduysa buna ayak uydurmanın da bir yolunu mutlaka bulacak, kapanan kurum sayısı azınlıkta kalacaktır.
Ancak, beni kurumların kapanmasından daha fazla rahatsız eden şey, sürekli ödemelerin azaltılması ve maliyetlerin arttırılmasıdır. Yani kurumlar çok dar bir kar aralığına sıkışmaya zorlanıyor.
Bu da bana Soma felaketini hatırlatıyor.
Soma örneği aslında bizim işimize çok benziyor. Neden dersen; Devlet belli miktarda ürünü kendi belirlediği fiyattan satın almak istiyor. Üretici firmanın tek seçeneği var. Bol miktarda ürünü çok düşük maliyetle temin etmek. Bunu yapabilmek için gerçekte yapması gereken pek çok güvenlik ve teknolojik tedbirden vazgeçiyor.
Lafı uzatmadan özetlersek, devletin bu zorlamalarıyla kurumlar son yıllarda asgari maliyetle hizmet üretmeye çaba gösteriyor. Bu iş biraz daha zorlaşınca 3 kuruşun hesabını yapmaya başlayacaksınız. Servis olarak eski püskü araçları kullanacak, yakıt yerine motor yağı kullanacaksınız. Yangın tüplerini en ucuza doldurandan alacaksınız. Eğitimcilerinizi en ucuza çalışmayı kabul edenlerden seçeceksiniz.
Kurumunuzda güvenlik amaçlı veya destek hizmetinde personel çalıştırmayacak, yeterli temizliğe, tamirata özen göstermeyeceksiniz.
2 oyuncakla eğitim yapmaya çabalayacak, yeterli uyaran ve çeşitliliği sağlayacak malzemeye erişemeyeceksiniz.
Yani, eski SSK hastaneleri gibi vasat, standardın bile altında, amaçlanandan çok uzak bir hizmeti sunarak seans başına 2-3TL kazanıp ayakta durmayı başaracaksınız.
Elbette MEB'deki bürokratların bunu amaçladığını zannetmiyorum. Ancak ne yazık ki 1990 model şahin bedeliyle 2013 model mercedes kalitesi elde edemeyeceklerini göremiyorlar. Tek düşündükleri devletten çıkan ödeneği olabildiğince aşağı çekmek ama gerek çocuk sayısı, gerekse seans sayısı olarak bir kayba uğramamak...
Bu durumdan devletin karlı çıkacağı muhakkak... Ama vatandaşın uzun dönemde çok zararlı çıkacağını, niteliksiz eğitimin eğitim olmadığını, paranın aslında çarçur edildiğini göreceğini umuyorum. 3-5 doğru dürüst seansta verilecek eğitimin ucuz ve kalitesiz 50 seansta verilmesi bir karlılık değil, savurganlıktır. Geriye de dönüşü yoktur.
Otistik bir çocuğun velisine 2-3 yaşında elde edeceği kaliteli edinimlerin 10 yaşında mümkün değil verilemeyeceğini, kaybedilen zamanın geri alınamayacağını kim nasıl anlatır artık bilemiyorum.