BAŞLIK: Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum.

bir saat ek dersiniz eksik yatsa soluğu milli eğitimde alır senin gibiler, sen özel sektörün sorunlarıyla ilgileneceğine kamuda ki rezilliklerinize odaklan.

Obey yazan:
Elbette siz şahsen öyle bir zorunluluk içinde değilsiniz.

Ancak bu işin 3 paydaşı var. Kurum, çalışanlar ve hizmet alan çocuklar.

Bu üçünün çıkarı birbirine göbeğinden bağlı. Birini, ikisini görmezden gelip tek bir tanesine odaklanamazsınız. Kurumum çıkar kaybı olması aynı zamanda çocuğun ve eğitimcinin de çıkar kaybıdır.

Hiç kimse bu işi babasının hayrına yapmıyor. Ne devlette çalışanlar, ne özel sektörde çalışanlar...Bu işi devlet yaptığında da bedava yapmıyor. Hatta çoğu kez çok daha pahalıya malediyor.

Sayın Barış,

Evvela size benimle tekrar tartışmaya girmemenizi tavsiye edeyim. Zira her tartışmamızda topu taca atıyorsunuz. Kimse tarafından okunmamasıyla dalga geçmeniz de ayrı bir not edilmesi gereken durum. Okuyan da okumayan da sağ olsun.

Evet ısrarla bu çözümü savundum. Hala da savunuyorum. Sizin BÖDES diye ifade ettiğim çözüm Sistemine itirazınız, yanlış olmasından değil, sizin böyle bir çözümü istememenizden kaylaklanıyor. Bende sizin gönlünüz için değil sektör için çözüm sundum.

Sizin yıllarca savuna geldiğiniz kabaca devlet veliye ödesin veli de bize ödesin şeklindeki çözüm öneriniz ütopiktir. Oysa sunduğum çözüm ütopik değildir. Sizinki gibi Norveç, Danimarka şartlarına göre değil, ülkemiz şartlarına göre düzenlenmiştir ve başta çocuklarımız olmak üzere, hem Rehabilitasyon Merkezlerine, hem de Bakanlığa uygun olacağını düşünüyor ve savunuyorum.

Tartışacaksak, sizin isteyip istemediğinize göre değil, her ikimizin de önerisinin uygulanabilir olup olmadığına göre tartışalım. Ben bunun için hazırım. Uygulanabilirliğin kriterleri de bellidir. Bunlar sistemin ülkemiz koşullarına uygun olarak başta çocuklarımız olmak üzere, biz Rehabilitasyon merkezlerine ve MEB'e sağladığı faydalar ve buna bağlı olarak da tarafların bunu kabul edip etmemesidir.

Buradan hareketle, çözüm önerimi daha önce okuduğunuzu söylediğiniz için soruyorum. Benim sunduğum çözüm önerisinin uygulamadaki sakıncaları nelerdir?

barisltd yazan:
Öncelik sıralamasını karıştırmak, paydayı değil payı düşünmektir sayın Barış. İfade edilen ve ifade edilmek istenen aynı fikir. Ama siz her zamanki gibi sadece kendi pencerenizden, kendi doğrularınızdan bakıyorsunuz.

Sürdürülebilir olmasını istemek farklı, daha çok para kazanmayı istemek farklı şeylerdir. Sadece parayla ilgilenen, para için her şeyi yapabilecek insandır. Daha önce de söyledim. Kendi deneyimlerinizle doğrularınızı oluşturmuşsunuz. Bu demek değildir ki, dün böyle oldu, bugün böyle, yarında böyle olacak.
İşin erbabısınız tamam fakat, savunduğunuz düşüncelerin hiç alternatifi yokmuş gibi ifadelerde bulunmak, kusura bakmayın ama sadece bağnazlıktır.

Belki siz de bunun farkındasınız.

Belki de artık ayak uyduramadığınız için emeklilik kararı aldınız.

sevgiisigi yazan:
Bakın ben kimseyle dalga geçmedim, tam tersine garip'in bu konudaki yorumuna karşın benim okuduğumu, mutlaka başkalarının da okuduğunu belirttim.

Bundan niye alınganlık gösterdiğinizi de anlamadım.

Öncelikle ben sistem mistem önermiyorum. Gönlümden geçeni söylüyorum. Hatta bir basamak ileri gideyim, ödemelerin toptan kesilmesini öneriyorum. Çünkü dibe tamamen vurmadan yukarı çıkamayacağımıza inanıyorum.

Sizin ısrarla kabul ettirmeye çalıştığınız sistemle ilgili eleştirilerimi de daha önceki tartışmalarımızda defalarca ve açık bir şekilde yazdım. Beğenip beğenmemek size kalmış. Ben kimseye bir şey kabul ettirmekle görevlendirilmiş değilim. Devlet şöyle yap diyor öyle yapıyoruz, böyle yap diyor böyle yapıyoruz.

Yani sizin muhatabınız ben değilim, devlet! Onları ikna edebiliyorsanız buyrun yapın. Devlet öylesini münasip görürse biz de ona uyarız.

Obey yazan:
????????

Hakikaten ne demek istediğinizi anlamakta zorluk çekiyorum. Laf olsun diye mi yazıyorsunuz bunları?
Benim adım en başa yazılsın diye kapris yapan sanatçı misali neyin önce, neyin sonra yazılacağını tartıştığımız noktaya kadar mı düşeceğiz?

Nereden çıktı bu? Kim söylüyor böyle bir şeyi? O sadece sizin fikriniz. Bizim kasada oturup sadece giren çıkana fiş kesip para aldığımızı mı sanıyorsunuz? Ben üniversiteden deneyimli eğitimciden bahsederken buna gerek görmediğini söyleyenler kimler peki?

Sayın arkadaşım, alternatfi elbette vardır. Gösterirsiniz, ikna edersiniz, tartışırsınız olur biter. Bunun benim bağnazlığımla, sizin deneyimsizliğinizle, bir başkasının cehaletiyle falan ne alakası var. Burada sen şöylesin, ben böyleyim diye kavga etmemizin de, meseleyi kişiselleştirmemizin de kimseye faydası yok. Yapmamız gereken sorunu ortaya doğru koyabilmek, doğru çözümü bulabilmektir.

Şimdi örnekleyerek somut vaka üstünden gidelim:

Nedir iddia? Kurumlar eğitimcileri sömürüyor, çocukları sömürüyor. Her şey para için.

Peki durum ne? Çok basit bir şekilde, sadece temel giderleri şurada yazan arkadaşlar oldu. Kurumlar milyonlar falan kazanmıyor.. Diyelim ki eğitimciye asgari ücret verdi, kalan tüm parayı patron aldı. (Ki bazı kurumlar 3-4 ortaklı) Taş çatlasa ne geçebilir patronun eline? Hadi deyinki, eğitimci 2300TL alırken patron da 10.000TL kazandı. Hepsini paylaştıralım desen kişi başı 300-500TL düşer.

Sorun çözüldü mü? Çözülmedi!

O zaman bu parayı sömürülen çocukların eğitimine harcayalım.. 100 çocuklu kurumda fazladan ders diye versek çocuk başı ayda 1,5 seans'a denk gelir.
Sorun çözüldü mü? Yine çözülmedi!

Tamam... kapatalım kurumları... Tüm eğitimciler devlete geçsin, tüm çocuklar eğitimi okulda alsın.

Peki devlet bunu bugüne kadar başarabildi mi? (Yaklaşık 50 yıldır bunun mevcuatı var) Başaramadı!
Sorun çözüldü mü? Çözülmedi!

Sizin söylediğiniz şeyler tek bir PAYDA'nın sorununu çözüyor. Öğretmenin ücret sorununu. Yoksa geride kala tüm sorunlar aynen duruyor, hatta büyüyor.

Şimdi kimmiş meseleye sadece kendi tarafından bakan?

Algıda seçicilik.
Ve hala para konusu...
Kapris benzetmesi de iyiydi bu arada.
Keşke sistemde bu kadar yanlış uygulama olmasaydı da itiraz edecek hiçbir şey kalmasaydı.
Keşke sektörde tek derdi para olan bu kadar kurum sahibi bulunmasaydı da eleştirebileceğim konu olmasaydı.

Sizlerle empati kurabilir miyim? Maddi kaygım olmadığı için gerçekçi olmaz. Bu sebeple olayı istesekte kişiselleştiremeyiz.

Öncelik sıralamasını belirlerken ilk sıranın ne olacağı bellidir.(Hala anlamadıysanız çocukları kast ediyorum) Ne kurumu, ne parayı, bu çocukların önüne koyamazsınız. PAYDA diyorsunuz ya hani. (Yine anlamazsınız belki diye açıyorum:öncelik sıralamasına parayı koyanlardan bahsediyorum. Paydaları umursamayıp sadece kendi payını arttırmaya çalışanlardan)Çocukların önceliği seçenek ya da alternatifi oluşturulacak bir konu değil. Öğretmen şu parayı alsın, kurum sahibi şunu alsın... Alsın. İşini iyi ve doğru yapıyorsa alması gerekir zaten. Sizin savunduğunuz sistemi yapamayacağınızı düşünmüyorum. Niyetiniz; iyi ücretlerle, iyi eğitimcilerle çalışmak, daha nitelikli eğitim verebilmek. Ama bulunduğunuz toplulukta bunu uygulamaya niyeti olan kişi sayısı az. Sadece benim düşüncem değil demek ki kamera takıldı.
İtirazım, yanlış uygulamaları, sektöre daha fazla girdi sağlıyorsa, doğru kabul etmeniz.
Çözüm önerisinden bahsetmişsiniz. Öneri sunuluyor, tartışılıyor fakat sizin söylemleriniz hiç değişmiyor. Tutarlı olmak iyidir ama farklı bakış açılarını da görmezden gelmeyin.

Bugün materyal almak istediğini belirten birisi forumda başlık açtı, öneri istedi. Nedense kimsenin umrunda olmadı. Birbirine yardımcı olmayan kişiler, söz konusu para olunca anında birleşiyor. Şaşırtmıyor artık.

Bu arada sayın Sevgiisigi. Çalışmanızı okudum. Satır aralıklarında boşluklar var.(sn Barış yine anlamaz belki bu yüzde açıklıyorum: yorumlayarak doldurulmaya müsait alanlar var) Raporun orjinalinde bu boşluklar doludur, özet geçmişsiniz sanırım. Naçizane düşüncem;
Analiz kısmını çok faydalı buldum. Daha sistematik çalışma konusunda yararlı olur. Ama sentez tarafından bakarsak, oluşturulmak istenen sistematikliği tek açıkla bozar. Uygulanacağı söylenen sistem istenilen sonucu verir, gerekli ayıklama sağlanırsa, sonraki aşamada belirli iyileştirmelerle çok güzel sonuçlar verir.

Obey yazan:
Bakın güzel kardeşim... önce bir konuda anlaşalım. Ben mesajlarımda kimseye hakaret etmem... sana tavsiyem senin de biraz buna özen göstermen.

Senden büyüklere saygı göster falan diye ahkam kesecek değilim. Ama anlama meselesine gelecek olursak benim eğitim hayatımda senin yüzünü karartacak kadar başarı var. Dilersen bu sene ikimizde üniversite sınavına, pisa sınavına veya başka bir sınava gireriz, kim neyi ne kadar anlıyor ortaya çıkar. O yüzden öyle anlarsın, anlamazsın diye ucuz sataşmaları bir kenara bırakın. Burada kimin neyi ne kadar anladığı, kimin bağnaz olduğunu falan tartışmıyoruz.

Sektör çarpık gidiyor diye çarpık bir sisteme eyvallah diyecek halim yok. Varsayıyorum kamuda çalışıyorsunuz. İşe geldiğiniz gittiğiniz her saatin kamera ile kaydının tutulması, bunun masraflarının da sizden alınması hoşunuza gider mi? Bakın size empati işte! Dersine girdiğiniz çocuk o gün derse gelmezse maaşınızdan kesilmesi hoşunuza gider mi? Alın, bir empati daha!

Ha, şimdi diyeceksiniz ki, iş yine paraya geldi dayandı. Elbette oraya dayanacak. Çünkü dünyanın neresinde hangi işi yapıyorsanız yapın bunun parasal bir karşılığı vardır. İmam bile bedava cenaze kaldırmıyor.

Şimdi parayı kenara bırakıp, işin esasına, çocukların çıkarına gelelim. Arkadaşım, devlet bunu becerebiliyorsa buyursun yapsın. Benim itirazım yok. Bunu defalarca söyledim. Devlet bu işi doğru düzgün yaparsa ben de gider restoran falan açarım.

İyi de devlet bu işi beceremiyorsa bunun cezasını ben mi çekmeliyim? Yok efendim sektörde çok üçkağıtçı var diye ben mi mağdur olmalıyım?

Kamera sistemi, yüz tanıma olsun olmasın bu işin yüz karasıdır. Ödemesin kardeşim o zaman para falan. Devlet her çocuğun eğitimini kendi kontrol etsin.

**********

Hani diyorsunuz ya çocuğun menfaati falan... Biz her yıl okula giden çocukların okullarını kapı kapı gezip çocukla ilgili dert anlatmaya çalışıyoruz. Devletin öğretmenlerinden 1 tanesinin gelip çocukla ilgili 2 satır bir şey sorduğuna, dersine gözlemcilik yaptığına 26 yılda şahit olmadım ben. Telefon edip soran öğretmen sayısı bile 2 elin parmaklarını geçmez. Siz bu düzende çocuğun hangi önceliğinden, yararından bahsediyorsunuz?

Tencere dibin kara, seninki benden kara....

************

Çocuğun menfaati için, daha iyi eğitim hakkı için varsa uygulanabilir bir çözümünüz ben seve seve taraftar olurum. Ama "eğitimciler sömürülüyor, patronların para merakı, çocukların eğitim hakkı" falan diye yaygara yaparak olmaz bu işler. Bu gürültüleri koparanların hiç de çocukları önceliyor gibi bir hali falan yok.

Yapsın arkadaşım devlet en iyisini, en güzelini... biz de çekilelim aradan. .. Çocuğun hakkı da verilsin, eğitimcinin hakkı da verilsin. Bize ne gerek var ozaman.

Kalmış bir de bana ütopyadan bahsediyorsunuz.