BAŞLIK: Toplantı ile ilgili

''SEKTÖR BU DURUMA BAZI HIRSIZ ZİHNİYETLER YÜZÜNDEN GELMİŞTİR'' ifadenizde ki;Bazı hırsız zihniyetleri ile mücadelenizde ancak size tikel kavramından tekil kavramına geçerseniz başarılar dileyeceğim. Bye!. Cevabınız için teşekkürler.

garip yazan:
Benim derdim seninle değil, aykırı düşüncelerinle...

Burada her kim olursa olsun, fikrine katılmadığım kişilere her zaman muhalefet ettiğim bir gerçektir.

Peki aramızdaki en büyük fark ne? Aynı bardaktan bahsediyoruz ama sen sürekli bardağın boş kısmından şikayet ediyorsun. Ben de aynı bardağa bakıyor ve gelin boş kısmı dolduralım diyorum.

Yav arkadaş onu yaptılar, bunu yaptılar, bakanlık teftişleri yapıldı, MEBBİS geldi, bir sürü kontrol mekanizması konuldu, en son kamerayı da getirip tepemize koydular.. Kurumlar hala durduğu gibi duruyor. E, nerede bu sektörün hırsız olan diğer yarısı? Bu kadar eziyete hangi hırsız dayanır?

Şimdi o kadar temelsiz bir mantıkla hareket ediyorsun ki bunu ancak deneyimsizliğine verebiliyorum. Kötü kurumlar kapansın, devletin elinde para kalsın, bunu seans ücretlerine yansıtsın, böylelikle işini iyi yapanlar doğru dürüst para kazanabilsin... Yani buna ancak gülümseyebiliyorum.. Nasrettin hocanın borcunu ödemek için çalı dikmesi gibi bir hikaye...

Devlet için iyi kurum, kötü kurum falan gibi bir ayrım olsa tek fiyat uygulamaz, akreditasyon sistemi veya buna benzer başka yöntemler uygular, en azından fiyatları serbest bırakırdı. De ki 2500 kurumdan 2000 tanesi kapandı, sanıyormusun ki devlet ödemelere %100 artış yapacak? Yok öyle bir şey! Buna inanmak saflık olur!

Şimdi zannediyorsun ki biz kötü kurumları savunuyoruz, yolsuzluk yapılmasını savunuyoruz. Niye yapalım? O kurumlara ödenen para bizlerin ödediği vergilerden gidiyor. İyi de işin doğrusu bunları kapatmak mı, yoksa olması gerektiği hale getirmek mi?

300 küsür bin çocuk eğitim alıyor..Ülke nüfusuna bakıyorsun, sayı az bile çıkıyor. Ortalığı kasıp kavurmak, kurumların kapanmasını savunmak çözüm mü? Ha, bu işi devlet kendi yapsın diyorsan amenna... bana uyar. İsteyenlerin kurumlarını devralsın, ben de özel çalışıp aslıma döneyim. Ne şiş yansın, ne kebap...

BU SEKTÖR HIRSIZLIK YAPANLAR BAHANE EDİLEREK BU HALE GETİRİLDİ. Baştan ilk düğme yanlış iliklenir bir de bu memlekette benden (biz de olabilir) başka herkes üçkağıtçı şiarıyla hareket edilince varılacak yer burası olur.

Hizmeti satın alıyorsun diye bütün kuralları sen koyacaksın, Önüne gelene kurum açtıracaksın, mıntıkada kuruma ihtiyaç var mı yok mu değerlendirmeyeceksin (bir avuç varlık mahallesinde sırt sırta kurum var) sertifika programı üstüne sertifika programı açacaksın, ders artırıp parasını vermeyeceksin, kurumları denetlemeyeceksin, derse gelmeyen veliye neden gelmedin demeyeceksin, eğitim ödeneği olarak gelen parayla öğrenciyi taşıtacaksın, veliden servis ücreti alınmasına izin vermeyeceksin, işini iyi yapanları, alanın gerçek sahiplerini ve özel eğitim rehabilitasyon merkezlerinin bu ülkede yaygınlaşmasına öncülük eden kurumları görmezden gelip aynı torbanın içine atıp hırsız yaftası yapıştıracaksın, para vermeyeceksin, verdiğini geri isteyeceksin, keseceksin, sonrada veryansın....yaygara, yaygara...
hırsızlığın olduğu yerde refah seviyesi düşüktür ve denetim yoktur. kamera sistemiyle denetim sağlandı diyelim. kamera sisteminin esasları kesinlikle düzenlenmelidir.
her yere kurum açma ve herkese kurum açma izni verme işine sınırlama getirilmelidir. iyi örnekler hem eğitsel anlamda hemde işletme bazında taltif edilmeli ve örnek gösterilmelidir. hırsızlık yapan ifşa edilmelidir. çalışan personelin özlük haklarının iyileştirilmesi ve özel eğitimin daha nitelikli yapılabilmesi için hak edilen ücret verilmelidir.
Özel kurumlar iliğimizi sömürdü diyenlere;
gözlerinizi iyi açın da bakın özel kurumların ne suçu var.
3 lira verip 6 liralık iş isteyenin hiç suçu yok mu?

Selam arkadaşlar:
Öncelikli sorunumuz kurumlarımız hakkında bilgi sahibi olmayan yöneticilerdir. İlgisi olmayan ve de kurumlarımız hakkında bilgi sahibi olmayan kişilerin bu yöneticilere uçurmuş olduğu olumsuz içerikli bilgiler, yöneticilerimiz bunu araştırma gereği bile duymadan bizim kurumlarımız hakkında olumsuz görüşe sahip oluyorlar. Daha sonra hemen biz bunları mahv edeceğiz modduna giriyorlar. Önyargılar artıkça artıyor. Bu böyle devam ederken bu yöneticiler sadece öğrencinin maddi boyutuna bakıyorlar öyle olunca da kamera, avuçiçi vs. önlemleri alma istekleri hasıl oluyor. Bizim kurumlarda tabi ki buna çanak tutuyor. İşte iyi ve kötü birbirinden ayrılacak söylemleri söylenmeye başlanıyor ki bu söylemler yapılan önlemleri haklı gösteriyor. Öncelikle hiç bir kurum hırsız değildir. Ama herkesin kendine göre eksikliği vardır. Peki ücretsiz öğrenci okutma zorunluluğu nedir bu da resmi hırsızlık olmuyor mu? Yöneticilerin seminer ve toplantılarda altını çizerek işte devlet bu engellilerin eğitimine bu kadar para harcıyor söylemi bu çocukların eğitiminin çok da önemsenmediğinin apaçık kanıtıdır diyebiliriz. Kaç öğrenci topluma kazandırılmış, fiziksel yönde kaç öğrenci iyileşme göstermiş, aileler psikolojik yönde nasıl iyi bir gelişme göstermiş, kaç öğrenci bu kurumlar sayesinde ahırlarda bağlanmaktan kurtulmuş, sevgiden yoksun olan bu öğrencilere kurumlarda verilen bu sevgi ile toplumun da onlara bakışını nasıl değiştirmiştir? gibi çok çok olumlu etki sayabiliriz. yeter ki bu yöneticiler özel eğitimi sadece madiyata haps etmesinler.

...... bir ilde 55 kurumun bir gecede kayıt cihazları çalınmış ne hikmetse ve geçen ay hepsi de kayıtsız kuyutsuz ödenek almış denetime ve baskına rağmen... bakın 1 değil, 2 değil 3 değil TAM 55! araya siyasiler vs girmiş ve olay örtbas edilmiş!
siz kafayı kuma gömmeye devam edin. bu olayı bakanlık biliyor, onun için YÜZ TANIMA SİSTEMİ ŞART!
boşuna burada martaval okumayın!!!

Garip bey bu bilgiye nerden ulaştınız merak ediyorum, bizim ilçede kurumun kayıt cihazında da sorun olmuş 1 aylık ödenekleri yandı yani 85bin lira. Öyle bir yöntem varsa söyleyelim onlarda o yollara başvursun

Pilot uygulamada cihazlar arıza verdiğinde ve ya servis sağlayıcı kaynaklı bir arıza meydana geldiğinde tutulacak tutanaklarla ödenek alınabilecekti. (Ne hikmetse kimse alamadı) şimdi ne tanıma sistemi gelirse gelsin yine bir açık kapı bulunacak ve bu adamlar bir şekilde haketmedikleri ödeneği alacaklar. Ben de provizyonlu sisteme geçilmesi gerektiğini düşünüyorum ama sırf her ay sonunda kamera teftişine gelen vatansever devlet memurlarını görmekten kurtulmak için.