barisltd yazan:
Ben hizmetin birim fiyatla alınıp satılan bir MAL olmadığını, süreklilik içerdiğini gösteren bir örnek verdim. Elbette beğenirsiniz, beğenmezsiniz keyfinize kalmış.
Ancak bir tıp doktoru olarak bu agresif, herkese saldıran, küçümseyen, aşağılamaya çalışan tavrı sağlıklı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Genellikle altta yatan kompleksler bu tür dışa vurumlara yol açar.
Bu üslubunuzdan hoşlanmıyorum. Bence tarafsız kişilerin de bu konuda fikirlerine başvursanız yerinde olur.
Şunu belirtmeliyim ki, mümkün olsa bu işi MEB ruhsatı ve ödemesi falan almadan yapmayı tercih ederim. Benim velilerim kuruma parmak hesabıyla seans sayarak değil, ne hizmet aldığına bakarak geliyor.
Yolsuzluk denilen şey eksik mal/hizmet vermek kadar sahte, yanıltıcı mal/hizmet vermektir. Eksik seans vererek bir kurum fazladan bir şey kazanmaz. Hileli ama tam seans veren bir kurumda ise çocuk hiç bir şey kazanmaz.
anti garipçiler akımı yine sahnede bir eksikle: kütahyalı.
sn barış, eğitimin süreklilik içermesi sizin gelmeyen öğrenciye gelmediği saatte fatura düzenleme hakkı vermez. diğer arkadaşların verdikleri örnekler de genel olarak tam zamanlı eğitim ya da hizmetleri kapsıyor. siz haftalık 90 dakikalık eğitimi vermeden nasıl vermiş gibi yapalımı savunuyorsunuz, gerisi laf-ı güzaf!
tespitiniz doğru: allta yatan nedenler. o ALTTA YATAN NEDENLER ne biliyor musunuz?
sektörde çoğunluğu ele geçiren yalnızca fatura kesmeye endeksli, eğitimin niteliğini önemsemeyen, servis araçlarıyla doldur boşalt yapan, diploma kiralayan, deneyimli öğretmene, fizyoterapiste ve psikoloğa daha az ücret ödemek için onları yarı zamanlı çalıştırıp lise mezunlarını derse sokan, 2-3 öğrenciyle bireysel (!) eğitim yapan, çalışana 3000 tl maaş ödeyip sgk'ya asgari ücret bildiren,öğretmene köle muamelesi yapan, insan haklarını, engelli haklarını hiçe sayan patronlar yüzünden bunlar oluyor. ne mi oluyor?
meb haftada 2 seans gibi komik uygulama yapıyor ve karşılığında düşük ücret ödüyor
meb tüm kurumlara hırsız, sahtekar gözüyle bakıyor
kamuoyu ve medya rehabilitasyon merkezlerini engellileri dolandırma merkezi olarak görüyor.
başta fizyoterapist ve psikologlar olmak üzere çalışanlar bu kötü uygulamalardan dolayı kurumları iyi bir iş bulana kadar ya da devlete atanana kadar köprüden önce son çıkış olarak görüyor.
aileler kurumlara güvenmiyor, çalışan sevmiyor, devlet hırsız gözüyle bakıyor.
DAHA SAYAYIM MI?
işte yukarıda sıraladığım birkaç madde altta yatan nedenler, bu nedenlerden dolayı sektörde çoğunluğu oluşturan o sahtekarlarla aynı kefeye konmak, rehabilitasyon merkezinde çalışıyoruz demeye utanmak!
HAKSIZ MIYIM?
sizin de hakkınızı teslim edeyim, yılların verdiği deneyimle iyi rasyonalizasyon ustası olmuşsunuz, kutlarım...
Rasyonalize etmek: Akla uydurmak, kılıf uydurmak anlamında kullanılır.Tıpta sık olarak kullanılan terimlerden biridir.