Yazdıklarınızın büyük kısmına katılmakla beraber ben sizden biraz farklı düşünüyorum.
Sektörde hizmet saylayan kapasite anlamında bir azalma olacağını ve çok sayıda kurumun kapatılacağı veya yutulacağını sanmıyorum. Tam tersine artan talep doğrultusunda kurum sayısı ve kontenjanlarında da artış olacaktır.
Ancak; uzun vadede kaçınılmaz olarak kurumlar ayrışmaya başlayacak. Temel olarak 3 grup kurum ortaya çıkacaktır. 1. Grupta eski SSK hastaneleri kıvamında, çok düşük maliyetle, düşük hizmet kalitesi sunan kurumlar, 2. grupta özel ve ücretli, yüksek kalitede hizmet sunan kurumlar, ve 3. grupta bu ikisinin arasında kalan, nabza göre şerbet veren kurumlar.
Bu durumun fiili halini şu anda sağlık kuruluşlarında görüyoruz. Hastadan 5 kuruş almadan çalışan hastanelerin yanı sıra, SGK'lıya hiç bakmayan, sadece özel hastaları kabul eden hastaneler de var.
Bizim alanımızın bir istisna olduğu kanısında değilim.
Devlet hiç bir zaman "bu alana sübvansiyonu kestim" algısı yaratacak bir girişim içine girmeyecek, tam tersine "300.000 engelli çocuğumuza eğitim aldırdık" benzeri argümanları ortaya koymaya devam edecektir. Ancak, alana harcadığı toplam bütçenin zaman içinde giderek küçüleceği, hatta bu hizmetten yararlananlara bir maliyet getireceği öngörüsünde bulunmak zor değil. Bugün "bedava sandığımız" sağlık hizmetinde de eczaneye gidince yok 3TL muayene parası, yok ilaç katkı payı vs. para ödemiyor muyuz?
"Gökyüzünün altında yeni bir şey yok" sözü bana Pink Floyd'un meşhur şarkısını anımsattı.
"and everything under the sun is in tune
but the sun is eclipsed by the moon. "