Sevgili kurs2,
Borcumuz başımız üstüne... Ama ben de Ali Galip bey gibi düşüncelerimi değiştirmiş değilim. Ayrıca, kimsenin bir şey yapmadığı gibi hatalı bir algı oluşmasını da doğru bulmuyorum. Pek çok kişi kar tatili yapıp, evinde televizyon seyrederken hala bu işlere zaman harcayan kişiler var.
Evet, ciddi bir sorunumuz var. İnkar edilecek bir şey değil. Ama bu sorunun çözümünün MEB'de olmadığı artık aşikar. Daha önce belirttiğim gibi, derneklerin MEB ile diyaloğu kopma noktasında... Bunun nedeni ise hiç bir talebin en ufak bir anlayışla karşılanmaması.
Bir komite kurulması vs. gibi düşüncelere karşı değilim. Ne yazık ki bu girişimlerin bir sonuç doğuracağı umudunu taşımıyorum. Bu iktidarın agresif direnmelere çok daha şiddetli karşılık verdiğini daha önce gördük ve görmeye de devam ediyoruz. Dolayısıyla, şiddetle direnerek değil ikna ederek yol alınabileceğini düşünüyorum. Tabi ikna edilmesi gereken kişilerin kim olduğu çok önemli. Her ne kadar insanlar bilmese de bununla ilgili çaba gösteren kişiler de var.
Biz de 1 nisan piyangosunun vurduğu kurumlardanız. Kaderci davranıp başımıza gelene katlanacağız demeyeceğim. Bir özel sektör kuruluşu olarak, MEB'in mevzuatından kaynaklacak kayıplarımızın bir şekilde telafi edilmesi gerekmektedir. Bunun yükümlüsü ise damar okuma sistemine göre velinin bizzat kendisidir. Bu forumlarda "para toplayalım, kurumları kapatalım, ilan verelim" vs. benzeri pek çok öneride bulunuldu. Ben de diyorum ki, damar okumadan kaynaklanacak kaybınızı veliden isteyin. Niyeyse kimse bunu söyleyince yanaşmıyor.

İyi de veli de sizinle birlikte mağdur olmuyorsa kim sizin yanınızda durur?
Laf biraz uzadı. Ama tahminimi belirtmeden bitirmek istemiyorum. Çok yukarılardan ciddi bir talimat gelmedikçe bu sistemi söke söke uygulamaya koyacaklar. Herkes de kuzu gibi uygulayacak, kendini buna uyduracak. Belki uzun veya kısa vadede iptal edilecek ve herkesin masrafları, kayıpları yanına kar kalacak. Eğer bu sistem nedeniyle arkanızda itiraz eden büyük kalabalıklar bulacağınızı düşünüyorsanız çok iyimsersiniz demekle yetineyim. Bu sektör ürkeklerle ve döneklerle doludur ve çoğunluk başkalarının bir şeyler yapmasını bekleyerek oturmayı tercih eder.
Sonuç olarak; komite, platform, eylem vs. hiç birine karşı değilim. Hatta bu tür hareketlerden memnuniyet bile duyuyorum. Ancak bu süreçlerde "bireysel olarak" yer almayı düşünmüyorum. Dernekler boyutuyla veya büyük bir organizasyonla elbette bizler de üstümüze düşeni yaparız, borcumuzu ödemeye çalışırız.