Sayın egemenege,
Öncelikle, hatalı fikir veya yorumlamalarım olabilir ama "hesap yapmayı" oldukça iyi bilirim.
Ankara'da "bütçedeki kara delik" ifadesini sıkça işitmiş biriyim. Kaldı ki, 2006'dan bu yana yapılmış olan tüm artışlar dikkate alındığında Maliye'nin bakış açısı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır.
Sizin bakış açınıza sahip bir maliye son 8-10 yılda "ne güzel, istihdam falan var, vergi artışı var, ben biraz bol kepçe zam yapayım" mı der, yoksa ortalama yıllık % 2-3 artış mı yapar. (Gerçek artış rakamı esasen eksidedir.)
aradan yıllar geçmiş;, bazı arkadaşlarımızın: IMF fonlarından, Dünya bankasından; AB yardımlarından para yardımı ile çalıştığımızı düşündüğünü; ve bunun "büyük bir gerçeklik olduğunu" anlatmaya çalışmanız biraz garip geliyor bana...
Bu ifadeler bu forumlarda defalarca dile getirildi. "BÜYÜK GERÇEKLİK" ifadesi bana değil size ait. Yazdığım cümle gayet açık. Hala 28 ekim'in tatil olup olmadığının sorulduğu bir sektörde siz neyi sorguladığınızın farkında mısınız?
rehabilitasyon merkezleri MEB e geçtikten sonra; kaç "yeni" kurumla ile artış göstermiş...
Bu sorunun neye yanıt verdiğini anlayabilmiş değilim?
Sektörde 2 patlama dönemi vardır. Birisi 1998'de SSK'nın ödemelere başlaması, diğeri de 2006'da kurumların MEB'e devredildiği dönemdir. NEB döneminde patlama daha büyüktür. İsterseniz MEB'den istatistik falan isteyin.
bence sorun "sizin eski kafalı" düşünceye sahip olmanızla ilgili...
Siz yeni kafalı genç arkadaşlarımızdan bir koşu maliyeye gidip bu değerli fikirlerini aktarmalarını bekliyoruz. İnanın elde edilecek her sonuç tarafımdan hararetle alkışlanacak ve takdir görecektir.
Ne de olsa bizim ödeneklerimizi de maliye ödüyor.
****************
Şimdi, üslubunuzdan benimle alıp veremediğiniz bir husus olduğu kanısına kapılıyorum. Buna da doğrusu pek anlam veremiyorum. Çünkü üstü kapalı imalar ve eften püften konularla meseleleri kişiselleştirmeye çalışıyorsunuz. Hatta bir kaç kez bu mesajları yazarken acaba "keyifli" bir kafa ile yazıp yazmadığınızı bile düşünmedim değil.
Kusura bakmayın, doğrudan bir muhataplık olmadıkça ben kişisel tartışmalara girmem. Sizin fikirleriniz süper doğrudur, benimkiler süper yanlıştır. Eyvallah!
Bunları dilediğiniz gibi dile getirirsiniz. Ona da eyvallah!
Burası sanal bir ortam... Sizi tanımıyorum, kim olduğunuzu bilmiyorum, kurumunuzu bilmiyorum, ne iş yaptığınızı bilmiyorum, eleştiri veya övgüleri hak edecek birimisiniz onu da bilmiyorum. Bu çerçevede sizinle kişiselleştirilmiş bir tartışmaya girmek tercih edeceğim bir şey değil.
Elbette herkes kendi düşüncelerini ortaya koymakta serbesttir. Bunu eleştirecek değilim. Ancak bunu yaparken sınırları da düzgün çizmek gerektiği kanısındayım.
Siz benim dostum da değilsiniz, düşmanım da değilsiniz. Aynı sektörde, aynı kayığın içinde yol aldığımızı düşündüğüm birisiniz. Dolayısıyla benim gerçek muhattabım bizi sürükleyen akıntı, yani bürokrasidir. "Eski kafalı" biri olarak sizin de aynı zihniyetle bakmanızı tavsiye ederim.
**********
Not: Bildiğim kadarıyla Metin bey bu konjunktürden çıkalı epey oldu. Buraya sadece geçmişi yaad etmek için gidip geliyor. Yanılmıyorsam artık bu sektörde değil. Yanılıyorsam kendisi söyler zaten.