psycho01 yazan:
Denetleme sırasında, oran/orantı hesabı kurulmadığı doğrudur.. Hatta bir ilçe ciddi denetim altındayken, 20 km uzaklıktaki diğer bir ilçenin hiç denetlenmediği de doğrudur.. Denetleyiciler ile kurum sahiplerinin yakın ilişkileri ile denetimi “çay/kahve muhabbetine” indirdikleri de bir gerçek.. Ayrıca sayın garip hocama dilini yumuşattığı ve hatanın büyük bir kısmını, artık devletin mekanizmalarında görebildiği için teşekkür ediyorum..Ancak sorunun çözümünü hala insani ve zihinsel faktörlerden uzak ve ailenin sorumluluğunu hiçe sayan şekilde yüz tanıma sistemine bağlamasına affına sığınarak “garipizm” adını vermek istiyorum. Adam binayı tutmuş, vergisini ödüyor, sigortasını ödüyor, öğretmenin maaşını ödüyor, arabasını bilmem kaç km öteye yolluyor.. (ve bazen çaresizlikten insanlık dışı şekilde hasta çocuklar zoraki arabaya bindirilip zoraki sınıflara sokuluyor ve bunu bir türlü anlayamıyorsunuz!) bu insanları ekonomik kaygıları yüzünden insanlık dışı davranmak zorunda bırakıyorsunuz. Çünkü şöför, hostes, öğretmen o çocuk gelmedi diye fırça yiyor. O patron işini döndürebilmek için personeliyle kötü oluyor, ayrıntıları dinleyemiyor, paragöz damgası yiyor. Taksınlar yüz tanımayı itirazımız yok ama devlet? Aile? İnsanlık? Nerede??? önce bunun bir tanımını çizelim derim sayın garip..
sayın 01,
birçoğumuzun ortak sorunu ve şikayeti arkasını malum yerlere dayamış bazılarının yasa/kural tanımaz tavrı, yasalara uyanların batması ya da batma noktasına gelmesi, diğerlerinin sistemsizlikten köşe dönmesiyse; bunu önlemenin çözümünün kamera sistemi olmadığını gördük. yukarıda da yazdığım gibi 30 öğrencili kurumda da 3, 600 öğrencili kurumda da rastgele seçilmiş 3 öğrenciye bakılması zaten 1. yanlış. başka yanlışları hepimiz biliyoruz, izmir'de bir çok ilçede denetim, gelen giden falan yok, bornova, konak ve çiğli'de olan yolsuzlukları ben buradan yazıyorum, yakında bakanlığa da, cimere de yazacağım.
yani bu kamera sistemiyle kaçak önlenemiyorsa bunu önlemenin tek yolu yüz tanıma sistemidir.
benim düşüncemi soracak olursan ehven-i şer deyip ücretler aileye verilsin, aile hizmeti peşin ödeme yaparak satın alsın, olanlardan ve olacaklardan sonra artık bu noktaya geldik.
son sözüm her türlü hırsızlığı, yolsuzluğu mübah sayan ve işin içinde olan kurum sahipleri ve kamu çalışanlarına, yakında sektörde mamak çöplüğü patlaması yaşanırsa hiç şaşmayın ve o çöplüğün altında hepimiz kalacağız gibi bir genelleme yapmıyorum, siz kalacaksınız; çok yakında türkiye sinemalarında!!!