Söz konusu madde teklifteki 68. madde. 67 madde görüşülüp kabul edildikten sonra hükümet tasarıyı komisyona geri çekti ve 68. maddeden yürürlük maddesine kadar olan maddeleri komisyon tekliften düşürerek sadece son iki yürürlük maddesini genel kurula geri gönderdi. Oylanarak kabul edilen bu maddelerle birlikte tasarı 67 hüküm ve 2 yürürlük maddesi şeklinde kanunlaştı.
Tabii ki başka konular üzerinde yoğunlaşmış bir muhalefetin sonucu olarak böyle bir neticeye ulaşılmıştır. Bu madde başka kanun teklifleri içerisinde ileri dönemlerde tekrar genel kurula gelebilir. Ancak gerek Sağlık Bakanlığı uygulaması hakkında, gerek MEB uygulaması hakkında verilen YD hükümlerinin inşa olunduğu temel
1) Anayasa ile korunmuş kişi dokunulmazlığı, hak ve hürriyetleri ile
2) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin amir hükümleridir.
Bu uygulamanın en azından usul açısından hukuka uygunluğunun sağlanabilmesi için (ne yapılırsa yapılsın doğal hukuk prensiplerine mugayir kalmaya devam edecektir)
1) Anayasanın ilgili maddelerinin tadil ya da iptali ile,
2) Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerdeki imzamızın geri çekilmesi gereklidir.
Bu saydığım nedenlerle bu konu ta başından bu yana çok netameli, çapraşık ve çelişkili bir öz yapı içermektedir ve uygulama niyetleri hakkında ilk söylentiler duyulmaya başlanıldığından bu yana azıcık hukuka aklı eren herkes tarafından sayısız uyarı yapılmıştır. Bizim gibi cemiyetlerin temel sorunu akla itaat ve ötekinin efkarına dikkat eksikliği olduğu için her konuda dünya kadar emek, zaman ve paranın ziyaının söz konusu olmasıdır. Bu yola hiç girilmeyebilir, bu yolda harcadığımız enerjiyi sürdürülebilir, uygulanabilir ve denetlenebilir bir özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri çerçevesi bina etmek için kullanabilirdik. Maalesef hala başladığımız noktadayız!
Yine de başka başlıklarda ifade ettiğim gibi verimsiz, "mış gibi" yapılan, taraflardan hiç birini tatmin etmeyen bugünkü yapı ve süreçlerin ila-nihaiye devamı mümkün değildir. Alanın tüm paydaşlarına düşen görev arz, talep, nicelik ve nitelik değişkenlerini doğru biçimde yönetebileceğimiz, sürdürülebilir, denetlenebilir bir çerçeveyi acilen inşa etmeye girişmek olmalıdır. Yoksa bu biter, yarın başka bir şekilde, taraflardan birisi diğerlerini başka bir sopayla düzeltmeye yeltenir! Oysa ki birbirimizi dövmeye değil beraber çalışabilmeye ihtiyaç duyuyoruz.
Alanın tüm paydaşlarının, öncelikli olarak da bu alanda yatırım yapmış, risk almış kurucuların şimdi sakin bir akıl ve soğuk bir yürekle meseleye eğilmesinin vaktidir.
Herkese kolaylıklar ve birlikte kurulacak onurlu bir sektör yaşamı diliyorum,