aynı hikayeler...
bence gelsede "yeni alanlarda" tartışmaya başlasak...
"o zaman" gelir korkutması ile, "bu zaman" gelir rahatlığı arasındaki çizgi, ancak "öngürüsüsüzlerin" çizgisidir...
çünkü çizgi bilindiğinden daha incedir...
kimseye ahkam kesmeyeyim ama; bu dernek meselesinde bir kaç eleştiri getirmek isterim...
olun dedik, olduk, olmadık, keşke olsaydık dedik... vb.vb.vb.
özerkder'e neden üye olalım? yönetim kurulunuzun yüzde 90 nı bu hükümetçi; ve tüm bu saçmlıkları, bu hükümetin "ajan bürokratları" yaratıyor...
olalım mı? bence olmayalım...
diğeri itirazcı; dilerim görevlerini yerine getirir ve bunun meclisten geçmesini engelleme çalışmasına katkı sunar...
olmadı; anayasa mahkemesi sürecinde mücadele eder...
ben asla özerkderci değildim, çünkü bu kadar "kaybeden" dernek görmedim...
ne kazanmış... "sıfır"...
çünkü, bizi bu kadar çok zorlayan bir kaç bürokrata bile derdini anlatamayan, "uşak" pozisyonunudan çıkmamış bir derneğin; neredeyse "kölelik" ilişkisi kurduğu siyasi bağlantıdan; "don altı alışverişten" başka birşey çıkmaz...
zeki olmadıkları için, bürokrasiyi çok tanımadıkları için, siyaseti kendi maceralarında bir "oyun" olarak gördükleri için, hiçbir zaman itiraz edemeyecek "kölelik" ilişkileri oldukları için; kimseye yararları olmaz. olsa olsa "manipülasyon" yaparlar...
konu dernekse: son zamanlarda burada yapılan özerkder progapandasından sıkıldım...
çıkmaz kardeşim, örgütlülük buysa; buradan hiçbir şey çıkmaz diyorum, artık kendi kendime... "örgütlü olalım demenin" bendeki tükenmişliğidir "bu angajmanlar"...
bu saatten sonra hükümet eliyle tecavüz edilen "engelli hakları", yine hükümet eli ile "engelli mağduriyeti" adı altında bir "algı operasyonuna" çevrilecektir... buna da "donunu açacak" çok kişi çıkcaktır...
kazanan, bazı geri zekalı bürokrtlar, buna uyan müsteşarlar, bu alan hakkında bir "bok" bilmeyen bakanlar; bunların hazırladıkları herşeye parmak kaldıran milletvekkileri, vb. vb. vb. olacaktır...
kaybedenleri yazmaya gerek duymuyorum, çünkü umurlarında değil...