sevgi yazan:
Damar tanıma 18.05.2012 yılında yayınlanan yönetmelikle geldi zaten.Bir makinaları takacaksınız bir de el tanıtacaksınız.Biz sıkıntıları 2012 yılında çıkan yönetmelikle zaten yaşıyoruz.Sorun makinalar yada el tanıma sorunu değil.Sorun sizi bizi yönetmelik dışı hareket etmeye zorlayan,pratikle uygulamanın biribirni tutmama sorunudur?Sorun bugünün sorunu değil 18.05.2012 yılında çıkan yönetmeliğin sorunudur.Sorun engellilerin yaşam gerçeklerine göre uygulanamayan yönetmelik,program,rapor,ram vs...silsilesinin sorunudur.Sorun sizin tek seans yaptığınız da tek seansın ücretini alamamanız,5-6 seans yaptığınızda 2 seansı zorunlu personel olmazsa ödemenizi almamanız,rapor olmadığında eğitime ara vermemek için cocuğu almanız ve ücretini alamamanız,çocugun gelip makinaya el basmaması,elini tanıtamaması,kurumun işini bırakıp barkod basma işine geçmesi,kaynaştırma öğrencisini seansa aldıktan sonra sisteme girdiğinizde okul saatlerinin değişmesi,seansa aldığınız çocuğun modülünün bitmesi (kontörünün),illerde farklı farklı uygulamaların yapılması,çocuklara sadece türkçe matematik modülü veren ramlar bizim etüt merkezi gibi olduğumuzu düşünen ramlar vs...sorunudur?...Bunları zaten yaşıyoruz...Yönetmelilik değişmediği sürece bu tartışmalar bitmez...Buyrun eğitim yapın yada makinalarla mebbisle,modülle,damar okuma makinası ile cebelleşip duralım...
Kesinlikle çok doğru bir tespit. Daha önce de biz aynı şekilde sorunu ortaya koymaya çalışmıştık. Sorun kesinlikle damar okumanın gelişi değil; sorun uygulamanın gerisinde kalan, günlük işleyişe ve işleyiş gerçeklerine cevap veremeyen yönetmelikte. Damar okumanın gelişine sebebiyet veren sorunların yine kaynağı bu yönetmelik. Çözüm olarak yönetmeliği değiştireceklerine, kalkıp damar okumayı dayatmak sadece akıl tutulması...